Adnan Oktar’dan Duyurudur
Son dönemlerde hem televizyonlarda hem de sosyal medyada, sıklıkla, “konunun uzmanı“ olduğunu belirten kişilerin anlatımlarına rastlıyoruz. Bu kişiler, ne zaman bir hastalık, felaket, afet, cinayet meydana gelse, hemen bilirkişi olarak yorumlarda bulunmakta ve yaşananlar hakkında uzun uzun konuşmaktadırlar. Bunlar kimi zaman, binlerce kişi tarafından izlenmekte, herkese ulaşmaktadır. Ancak gerçekte, bu kişiler, “konunun uzmanı“ olarak anlattıkları hususlara çözümler getirmek yerine, HİÇBİR SONUCA VARAMADAN yayınları kapatmaktadırlar.
Dikkat edilirse bu, özellikle son dönemlerde oldukça yaygın bir hal almıştır. Toplum, sayısız zorluk ve felaket yaşarken, bütün bunlara çözüm yolları ararken, bu kişilerin bir çözüm yolu üreteceğini zannederek ekran başına oturmaktadır. Ancak bu anlatımları yapan kişilerin büyük bir çoğunluğu, yaşananların hikmetini takdir edemediklerinden, anlattıklarında da hikmet bulunmamaktadır. Bu kişiler, çözüm yolu gösteriyoruz derken, daha da büyük felaketlerden bahsetmekte, insanları negatife yönlendirmekte, hayır getirmeyecek konuları gündem yapmaktadırlar.
Oysa müvekkile göre, ŞU ANDA TÜM DÜNYA ÖZEL BİR DÖNEMİ YAŞAMAKTADIR. BU ÖZEL DÖNEM, AHİR ZAMANDIR ve dünyanın son zamanı olduğu için, bütün olaylar, “ahir zamana özel“ şekilde oluşmaktadır.
Müvekkile göre, ahir zamana has bu olaylar, Peygamberimiz tarafından hadisler yoluyla bildirilmiştir ve bu hadislerde gerçekleşeceği belirtilen alametlerin büyük bir kısmı GERÇEKLEŞMİŞ; yani HADİSLER DOĞRULANMIŞTIR. Bu hadislerin doğrulanması, AHİR ZAMANDA OLDUĞUMUZ GERÇEĞİNİN DE DOĞRULANDIĞI anlamına gelmektedir.
Ahir Zamanda Neler Oldu?
Ahir zamanı tarif eden hadislerde belirtilen olaylardan;
Afganistan işgal edilmiş,
TALİKAN’A (AFGANİSTAN’A) YAZIK OLDU. Şüphesiz Allah Teala’nın orada altın ve gümüş olmayan hazineleri vardır… (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 59)
İran-Irak savaşı gerçekleşmiş ve savaşın kazananı olmamış,
Faris yönünden gelecek olan bir kavimdir ki, şöyle diyecekler: “Ey Araplar! Siz fazla taassuba kaçtınız! Siz bunlara gereği gibi hak tanımazsanız, sizinle hiç kimse birlik kurmayacaktır… Bir gün, onlara ve bir gün de sizlere verilsin ve karşılıklı sözler tutulsun…” Onlar Mutıka çıkacaklar, Müslümanlar oradan aşağı yazıya inecekler… Müşrikler öbür yandaki (Rakabe) denilen bir simsiyah olan nehrin kenarında duracaklar… ARALARINDA SAVAŞ OLACAK: Her iki ordudan, Allah, zaferi kaldıracak… (Kıyamet Alametleri, El Berzenci, s. 179)
Ramazan ayında Ay ve Güneş tutulmaları gerçekleşmiş,
… Güneş’in oruç ayının ortasında, Ay’ın ise sonunda tutulması… (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 38)

Halley Kuyruklu Yıldızı geçmiş,
Hz. Mehdi (as)’ın çıkışından evvel, (her tarafı) aydınlatan KUYRUKLU BİR YILDIZ DOĞACAKTIR. (Kıyamet Alametleri, s. 200)

Lulin Kuyruklu Yıldızı geçmiş,
“Vaad edilen Mehdi’nin zuhur mukaddimeleri olan Abbasi Melik Horasan’a vardığı zaman, şark tarafında İKİ DİŞLİ MÜNEVVER BİR BOYNUZ ÇIKAR. Onun her günkü irtifi (geçiş yönü) ise, meşrikten (doğudan) mağribedir (batıyadır)…:” (İmam-ı Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, 381. Mektup, s.1184)

Kufe Mescidi yıkılmış,
Ona, “(Hz. Mehdi (as)) ne zaman çıkacak?” diye sordum. O dedi ki: “Irak’ın Anbar ilinde, Fırat ile Şiraz ve Dicle kıyısında ordular gördüğünde, KUFE’NİN KUBBESİ YIKILDIĞINDA, KUFE’DE BAZI EVLER YANDIĞINDA, TÜM BUNLARI GÖRDÜĞÜN ZAMAN ALLAH DİLEĞİNİ HAKİKATEN GERÇEKLEŞTİRECEKTİR, hiç kimse Allah’ın emrini engelleyemez ve hiç kimse onun hükmünü değiştiremez.” (Falahi Ssa’il: 199; ve El-Misbaah: 51 ve El-Baladul Amin: 35)
Şam ve Irak yeniden yapılandırılmış,
…Irak’a saldırmadıkça kıyamet kopmaz. Ve Irak’taki masum insanlar Şam’a doğru sığınma yerleri ararlar. ŞAM YENİDEN YAPILANIR, IRAK DA YENİDEN YAPILANIR. (Kenzul Ummal, Kitab-ul kıyame kısm-ul efal, cilt5, s. 254)
Irak üçe bölünmüş,
“Irak halkı üç fırkaya ayrılır. Bir kısmı çapulculara katılır. Bir kısmı ailelerini geride bırakıp kaçarlar. Bir kısmı savaşır ve öldürülürler. Siz bunları gördüğünüz vakit kıyamete hazırlanın.” (Yusuf el-Makdisi, Fera İdu Fevaidi’l Fikr Fi’l İmam El-Mehdi El-Muntazar)
Korona salgını gerçekleşmiş,
İmam Ali (ra) şöyle buyurdu: Ey insanlar dikkat edin! DOĞUDAN AYAĞINI KALDIRAN BİR FİTNEDEN ÖNCE, ÖNCE BANA SORACAKLARINIZI SORUN. O FİTNE, AĞZI VE BURNU SARMASIYLA EZER. BİRÇOK ÖLÜMDEN SONRA HAYATTA KALANLAR OLUR. BU FİTNENİN YOĞUN ATEŞİ BATIYI TEHDİT EDER… (Bihar’ül Envar 53/82)

Korona salgınında Hac durmuş, camilere giriş yasaklanmış,
İmam Ali şöyle buyurdu: Dikkat edin! Mehdi’nin çıkışının alametleri vardır… CAMİLERİN KAPATILMASI, HACCIN DURMASI, YERE BATMA … (Bihar’ül Envar, 36/454)

Güneş ve Ay tutulmalarından sonra, Neowise Kuyruklu Yıldızı Dünya‘dan tekrar geçmiş,
O YILDIZIN DOĞMASI, GÜNEŞ VE AY TUTULMASINDAN SONRA OLACAKTIR. “ (Kitab-ull Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 22)


Arabistan’da çöller yeşilliklere dönüştürülmüş,
ARABİSTAN’DA DA NEHİRLER VE BAHÇELER OLUŞMADIKÇA kıyamet kopmaz. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 17/22, hadis no: 8819)

Depremler artmış, büyük şehirler yıkılmış,
BÜYÜK ŞEHİRLER DÜN SANKİ YOKMUŞ GİBİ HELAK OLUR. (Kitabül Burhan Fi Alametil Mehdiyyil Ahir Zaman, s. 38)
“ÜMMETİMDE ZELZELELER OLUR. ÖYLE Kİ, BU ZELZELELERDE ON BİN, YİRMİ BİN, OTUZ BİN KİŞİ ÖLÜR. ALLAH, BU ÖLÜMÜ MUTTAKİLERE ÖĞÜT, MÜMİNLERE RAHMET, KAFİRLERE İSE AZAP KILAR.” (İbni Asakır, Geleceğin Tarihi 1, Orhan Baytan, Mevsim Yayıncılık, sf.81)
Yer çökmeleri artmış,
(Kıyamet) alametlerinin İLKİ YER ÇÖKMELERİDİR. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s.518)
Kasırgalar artmış,
Kıyametten önce on alamet görmeden o, kopmayacaktır. Onuncusu, İNSANLARI DENİZE ATACAK OLAN KASIRGA. (Kıyamet Alametleri, s.288)
Kuraklık artmış, dehşetli kıtlıklar yaşanmış,
Deccal’in çıkmasından önce GÖKYÜZÜ ÜÇ SENE YAĞMURUNU TUTAR. Birinci senede normal yağmurun üçte birini tutup üçte ikisini yağdırır. Yeryüzü bitkisinin üçte birini bitirmez. İkinci yılda GÖKYÜZÜ NORMAL YAĞMURUNUN ÜÇTE İKİSİNİ YAĞDIRMAZ. Yeryüzü de bitkisinin üçte ikisini bitirmez. Üçüncü yılda ise GÖKYÜZÜ YAĞMURUNUN TAMAMINI KESER, YERYÜZÜ DE BİTKİSİNDEN HİÇBİRİNİ BİTİRMEZ. (Ebu Davud, İbni Mace, Taberani; Geleceğin Tarihi 3, s.241)
Benzeri olmayan ekonomik krizler yaşanmış, insanlar tümden fakirleşmiş,
FAKİRLER ÇOĞALACAK. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 455)
AÇLIK VE HAYAT PAHALILIĞI ALABİLDİĞİNE YAYILACAK. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 440)
Cinsi sapıklıklar artmış,
ERKEKLER KADINLARA BENZEYECEK, KADINLAR ERKEKLERE BENZEYECEK. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 451)
Bu ve bunun gibi sayısız alamet, SADECE BU DÖNEMDE GERÇEKLEŞMİŞTİR.
Dolayısıyla, müvekkile göre, şu an yaşanan olaylarda bir OLAĞANÜSTÜLÜK vardır. Şayet bu konularda bir yorum yapılacaksa, o yorumun, BU OLAĞANÜSTÜLÜKLERE DİKKAT ÇEKEREK yapılması gerekmektedir. Ahir zamanda olduğumuz belirtilmeli, bu döneme ait özel alametleri yaşadığımız, insanlara hatırlatılmalıdır. Yaşanan olayların VAAT EDİLEN OLAYLAR olduğunun, her şey gibi bunların da ALLAH’IN KONTROLÜNDE olduğunun ve BU DÖNEME ÖZEL olarak yaratıldığının açıklanması gerekmektedir.
Yaşananların Sırrını Anlatmak
Müvekkile göre, yaşanan olaylar korkutucu gözükse de, özel bir dönemin içinde yaşadığımız anlatıldığında ve tüm bunların Allah’ın kontrolünde olaylar olduğu açıklandığında, işte bu, tam olarak hikmetli bir anlatım olur. Böylelikle insanlara, yaşadıkları dönemin sırrı izah edilmiş olacak ve insanlar, bir felaket döneminde yaşamanın dehşetini yaşamayacaklardır. Olayların hikmetini kavrayabilecek, Allah’a yönelecek ve zorlu geçen bu dönemin güzelliklere doğru giden SONUNU şevkle bekleyeceklerdir.
Çünkü bilindiği gibi ahir zaman, tüm zorlukların, adaletsizliklerin, korkutucu olayların sonunda, bir KURTARICININ YANİ MEHDİ’NİN GELİŞİYLE, dünya tarihinde görülmemiş bir güzellik ve bolluk ile sona ermektedir. Sonu mutlaka hayır ve güzellik olan bir dönemin sancılı aşamalarını yaşamak, insanlara umutsuzluk değil, bilakis UMUT VERECEKTİR.
Müvekkile göre, şu an insanlar, ne kadar konuşsalar, ne kadar çözüm üretmeye çalışsalar da yaşanan felaketlere, ardı ardına gelen zorluklara bir çözüm bulamayacaklardır. Elbette, dua mahiyetinde afetlere, felaketlere tedbir almak gerekir. Ancak hadislere göre, bunların gerçekleşmesi engellenemeyecektir. İnsanların kalbini yatıştıracak olan husus, ancak ve ancak bunları bir hikmet üzere yaşadığımızın anlatılması olacaktır. O zaman insanlar, bu olayların tesadüf eseri ve doğal sebeplerle gelişen olaylar olmadığını, ALLAH TARAFINDAN ÖZEL OLARAK YARATILDIĞINI da anlayacaklardır.
Konuyla ilgili müvekkilin açıklamalarını kamuoyunun takdirine sunar, saygılarımızla bilgilerinize arz ederiz.24.11.2025