Müvekkil Adnan Oktar’dan Tamar Tanrıyar’a Tekzip

By gundem
9 Min Read

MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’DAN TAMAR TANRIYAR’A TEKZİP

KULLANMIŞ OLDUĞU VİCDAN ve HAKKANİYET DIŞI ÜSLUP SAYIN TAMAR TANRIYAR’A HİÇ YAKIŞMIYOR

Son dönemde sırf tanınmak, adını duyurmak ve daha çok kişi tarafından izlenmek ya da takip edilmek amacıyla, haber ve paylaşımlarında müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarının ismini kullanan kimselere sıklıkla rastlamaktayız. Neredeyse hiç kimsenin varlığından dahi haberdar olmadığı, sosyal medya platformlarından yayın yapan Siber Haber TV isimli kanalın program yapımcısı Tamar Tanrıyar Hanım’ın da kanaatimizce yayınlarını izlenir kılmak için müvekkil Adnan Oktar’dan bahsetmiştir.

Müvekkil Adnan Oktar’ın düşünce ve yorumları şöyledir:

Müvekkil Adnan Oktar her şeyden önce, Tamar Tanrıyar gibi güzel, alımlı ve kültürlü bir hanımefendiye yayınında kullandığı hakkaniyetten ve vicdandan uzak üslubun hiç yakışmadığını düşünmektedir. Yaptığı konuşmadan Tamar Hanım’ın hem Adnan Oktar Davası dosyası hakkında hem de Silivri cezaevindeki koşullar hakkında hiçbir bilgisi olmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple bazı temel konularda kendisini bilgilendirmekte yarar vardır:

Birincisi:

Öncelikle Tamar Hanım’ın, yaklaşık 4 milyon 750 bin kişinin oyunu alarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen ve Cumhurbaşkanı adaylığı için yapılan ön seçimde yaklaşık 15 milyon kişinin kendisini desteklediği Sayın Ekrem İmamoğlu hakkında, sanki kendisinin çocukluk arkadaşıymış gibi “EKREM” ifadesini kullanması hiç yakışık almamıştır. Eminiz ki bugün Türkiye’de sol görüşlü bir parti hükümette olsa Tamar Hanım asla böyle ifadeler kullanmaz, gerek Sayın Ekrem İmamoğlu gerekse mensubu bulunduğu siyasi parti hakkındaki kelime ve cümlelerini özenle seçerdi. Tamar Hanım Sayın İmamoğlu veya Partisi ile aynı görüşte olmayabilir, tamamen onlarla zıt düşünce ve inançta da olabilir ama bu saygıdan uzak bir üslup kullanmak için bir gerekçe değildir. Özellikle de bir hanımefendiye hiç yakışmayan bir nezaketsizliktir.

İkincisi:

Tamara Hanım yayında, Sayın Ekrem İmamoğlu ve aynı davada yargılananların avukatlarıyla çok fazla görüştüklerini, bu sebeple “görüş kabinlerinde aşırı yoğunluk” olduğunu, Silivri Cezaevinde tutuklu diğer mahkumların da güya görüş kabinlerindeki “yoğunluktan dolayı rahatsızlık duydukları”nı iddia etmiştir. Bu rahatsızlığın çözüm yolu olarak da tıpkı daha önce müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarına yapıldığı gibiSayın Ekrem İmamoğlu ve kendisiyle birlikte yargılananların ailelerinden, avukatlarından ve yargılamanın yapılacağı mahkemeden binlerce kilometre uzakta, FARKLI CEZAEVLERİNE GÖNDERİLMELERİ GEREKTİĞİ” fikrini öne sürmüştür.

Sayın Tamar Tanrıyar’ın kullandığı üslup ve önerdiği çözüm yolundan, Sayın Ekrem İmamoğlu’nun Silivri’de tutulmasından diğer mahkumlardan ziyade, ASLEN TAMAR HANIM ve kendisine bilgi akışı yapanların RAHATSIZLIK DUYDUĞU görülmekte; Sayın İmamoğlu Silivriden uzak başka bir cezaevine gönderilse de, Tamar Hanım’ın bundan mutluluk duyup rahatlayacağı izlenimi vermektedir.

ÇÜNKÜ KONUYA TARAFSIZ GÖZLE BAKILDIĞINDA EN DOĞRU ÇÖZÜMÜN, birilerini farklı yerlere göndermek değil, GÖRÜŞ KABİNLERİNİN SAYISINI ARTIRMAK OLDUĞU KOLAYCA GÖRÜLECEKTİR.

Bugün sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın da en büyük ceza infaz kurumu olan ve 1 MİLYON METREKARENİN ÜZERİNDE bir alana yayılmış bulunan devasa Silivri kampüsünde, yaklaşık 30 binin üzerinde tutuklu ve hükümlünün bulunduğu; cezaevi doluluk oranının ise %212’lere vardığı düşünüldüğünde, ESAS SORUNUN GÖRÜŞ KABİNLERİNDEKİ KAPASİTE EKSİKLİĞİ OLDUĞU ÇOK AÇIKTIR.

https://www.infazvekoruma.net/avrupanin-en-buyuk-cezaevi-silivri-resimleri,19.html

Devasa büyüklükteki bir cezaevi kampüsünde, ihtiyaç duyulan bölümlere İLAVE BÖLMELER ve FAZLADAN GÖRÜŞ KABİNLERİ EKLEMEK GİBİ BASİT ÇÖZÜMLER ÖNERMEK YERİNE tutukluların ailelerinden, avukatlarından ve yargılamanın yapılacağı mahkemeden uzakta farklı cezaevlerine gönderilmelerini istemenin vicdan ve hakkaniyete uygun bir tavır olmayacağı da açıktır.

Eğer Sayın Tamar Tanrıyar biraz empati yapsa ve konuyu kendi ailesi üzerinden düşünse, EŞİ CAN TANRIYAR CEZAEVİNDE OLDUĞU GÜNLERDE GÖRÜŞ KABİNLERİ YETERSİZ DİYE, DEMİR KUTULARI ANDIRAN RİNG ARACIYLA SAATLERCE ELLERİ KELEPÇELİ BİR ŞEKİLDE YAŞADIKLARI ŞEHİRDEN BİNLERCE KİLOMETRE UZAKTAKİ BİR CEZAEVİNE GÖNDERİLSE, ACABA TAMAR HANIM O ZAMAN NELER HİSSEDER? YİNE AYNI FİKİRLERİ SAVUNUR MUYDU? YA DA KARŞIT FİKİRLİ İNSANLAR SOSYAL MEDYADA VE BASINDA EŞİNİN YÜZLERCE KİLOMETRE ÖTEYE GÖTÜRÜLMESİ, HAKLARINDAN MAHRUM EDİLMESİ PROPAGANDASI YAPSA, EŞİNİN YARGILANDIĞI DOSYA HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLMADAN KARALAMA İÇERİKLİ KONUŞMALARDA BULUNSA, BUNDAN DA ZEVK ALIYORMUŞ GİBİ KAHKAHALAR ATSA KENDİSİ NE DÜŞÜNÜRDÜ?

Kanaatimizce Tamar Hanım’ın, vicdanıyla başbaşa kaldığı bir ortamda bu ve benzeri soruların cevaplarını araması durumunda, daha şefkatli, merhametli ve sevgi dolu bir insan olacağına, başkalarına karşı da vicdanlı ve hakkaniyetli tavırlar sergileyeceğine olan inancımız tamdır.

Kaldı ki,

  • Eşi Can Tanrıyar’ın yakın bir zaman önce 8 ay süreyle Silivri Cezaevinde tutuklu kaldığı,
  • Hem Sayın Sayın Tamar Tanrıyar’ın hem de eşi Can Tanrıyar’ın halihazırda “yağmaya teşebbüs” suçlamasıyla (Adli kontrol şartıyla tutuksuz) yargılandıkları bir davada daha olduğu ve savcılık tarafından haklarında 11 yıl 3 aya kadar hapis isteminde bulunulduğu,
  • Sayın Tamar Tanrıyar’ın bundan başka karıştığı bir başka dava sebebiyle, “tehdit ve hakaret” suçlarından hakkında 5 ay hapis ve idari para cezası verildiği, ancak öncesinde sabıkası olmadığından hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bakılması kararı (HAGB) verildiği; 5 yıl içerisinde tekrar suç işlemesi halindeyse erteleme hükmünün bozulup tutuklama kararı verileceği düşünüldüğünde

Belki de herkesten çok Tamar Hanım’ın empati yapması, haber ve paylaşımlarında vicdan ve hakkaniyete uygun davranması gerekir diye de düşünmekteyiz.

Yukarıdaki haberlerin detaylarına ulaşabileceğiniz ilgili haber linkleri şöyledir:

https://www.aa.com.tr/tr/gundem/gazeteci-can-tanriyar-tutuklandi/2884970

https://www.haberler.com/3-sayfa/yagmaya-tesebbus-ettigi-iddiasiyla-yargilanan-can-17339579-haberi/

https://www.gunboyugazetesi.com/can-tanriyara-buyuk-sok-esi-tamar-tanriyar-hakkindaki-skandal-ortaya-cikti-145691h.htm

Üçüncüsü:

Tamar Hanım’ın, Sayın Nevşin Mengü ve Sayın Fatih Altaylı hakkında sarf ettiği sözler ve kullandığı üslup da, hem meslek etiği bakımından bir basın mensubundan beklenen asgari nezaketten uzak olmuş, hem de yakışık almamıştır.

Öncelikle Sayın Nevşin Mengü, hem Tamar Hanım’ın hem de pek çok basın mensubunun örnek alması gereken kalitede, akıllı, dürüst ve çok asil bir hanımefendidir. Kendisinin geçmişte Adnan Bey’i ziyaret edip röportaj yapmış olması sebebiyle, Tamar Hanım’ın içten içe Nevşin Hanıma gıpta ettiği ve bu sebeple yayında Nevşin Hanım’ın adını geçirdiği de hissedilmektedir.

Tamar Hanım’ın Sayın Fatih Altaylı hakkında kullandığı insanlara yukarıdan bakan üst perdeden üslup ile “ıslah olmuş” ve “eskisi gibi kimseye hakaret etmiyor, belki tahliye olabilir şeklindeki sözleri de yine kendisine hiç yakışmamıştır. Bu sözler Sayın Altaylı’yı sanki cezaevine girmeden önce sürekli olarak insanlara hakaret eden, iftira atan biri gibi yanlış göstermektedir. Üstelik “artık kimseye hakaret etmediği için belki tahliye olabilir” şeklindeki düşünce de son derece yanlıştır. Sayın Altaylı bu sebeple cezaevine girmiş değildir ki, bu sebeple tahliye edilsin.

TÜM BUNLARIN YANI SIRA TAMAR HANIM’IN MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’IN AVUKATLARIYLA YAPTIĞI GÖRÜŞLER VE SÜRELERİ HAKKINDAKİ BİLGİSİ DE BAŞTAN SONRA YANLIŞTIR. Müvekkilin Silivri’den diğer başka cezaevlerine gönderiliyor olmasının avukatlarıyla yaptığı görüşmelerle hiçbir bağlantısı yoktur. Müvekkil tutuklandığı 2018 yılından itibaren önce Edirne, sonra Erzurum en son olarak da Van’a zorunlu olarak sevk edilmiştir. O tarihten bugüne Silivri’ye katılacağı duruşmalar için getirilmekte ve duruşmaların tamamlanmasının ardından yeniden tutuklu bulunduğu cezaevine gönderilmektedir. Dolayısıyla Tamar Hanım’ın müvekkilin avukatlarıyla çok ve uzun görüşme yaptığı için Silivri’den gönderildiği iddiası doğru değildir.

Ayrıca, savunma hakkı evrensel bir haktır ve cezaevindeki her vatandaşın avukatıyla görüşmesi bu evrensel hakkın en önemli parçasıdır. Müvekkil Adnan Oktar da,

Müşteki veya şüpheli olduğu 100’e yakın soruşturma dosyası olan,

Hali hazırda her biri yüzlerce yıllık ceza istemiyle devam eden 4 ayrı mahkemesi bulunan,

Hemen her gün basında hakkında iftira nitelikli haberler yayınlandığından tekzipler hazırlaması gereken,

Maruz kaldığı hukuksuzlukları şikayeti neticesinde idari davaları bulunan birisi olduğu için avukatlarıyla uzun vakit geçirmesi olağandır. Aslında mevcut verilen süre dahi yetersizdir. MÜVEKKİL GİBİ 8 BİN YIL CEZA ALMIŞ OLDUĞU BİR DOSYANIN AYM SÜRECİ DEVAM EDEN, YARGITAY’IN BOZDUĞU YÖNLER NEDENİYLE YEREL MAHKEMEDE DOSYASI YENİDEN GÖRÜLEN, HER BİRİ EN AZ 20 SANIKLI TOPLAMINDA BİNLERCE YILA VARAN CEZA İSTEMİYLE 4 AYRI MAHKEMESİ DEVAM EDEN BİR KİŞİNİN ŞU ANDA GÖRÜŞTÜĞÜ AVUKATTAN ÇOK DAHA FAZLA AVUKATLA GÖRÜŞMESİ DOĞALDIR.

Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine sunarız.30.11.2025

Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir