TV Yayınlarındaki Şiddet İçeriklerine Acil Tedbir Alınmalıdır

By gundem
4 Min Read

RADYO VE TELEVİZYON ÜST KURULU BAŞKANLIĞI’NA

Televizyon Yayınlarında Şiddet, Cinayet ve Aşırı Vahşet İçeriklerinin Normalleştirilmesine İzin Verilmemeli ve Acil Tedbir Alınmalıdır

Son yıllarda televizyon kanallarında yayınlanan mafya konulu yapımlar ile bazı tarihi dönem dizilerinde yoğun şekilde şiddet, işkence, kafa kesme sahneleri, cinayet, infaz görüntüleri ve organize suç unsurları işlenmektedir. Bu içerikler, özellikle çocuklar, gençler ve toplumdaki psikolojik açıdan hassas bireyler üzerinde son derece olumsuz etkiler oluşturmakta; kamu düzeni ve toplumsal huzur açısından ciddi riskler doğurmaktadır.

Birçok dizide cinayet, intikam ve adam öldürme olayları ana hikaye unsuru haline gelmiş; izleyiciler, karakterlerin öldürme süreçlerine odaklanmaya yönlendirilmiştir. Ayrıca bu yayınlarda şiddet eylemleri çoğu kez normalleştirilen, meşrulaştırılan veya özendirici biçimde sunulmakta; cinayet işleme süreçleri adeta en ön planda tutulan unsur olarak kurgulanmaktadır.

Söz konusu yapımlarda ana tema çoğu zaman bir kişiyi öldürme planı ve bu eylemin nasıl gerçekleştirileceğine ilişkin süreç olmaktadır. İzleyiciler, kurgunun merkezine yerleştirilen bu cinayet sahnelerini ‘ne zaman ve nasıl işleneceği’ beklentisiyle takip etmekte; eylem gerçekleştiğinde ise izleyicinin, öldürme fiilini olağan karşılayan, hatta gerçekleşmesini bekleyen bir ruh haline sürüklendiği görülmektedir.

Bu sunum biçimi, özellikle genç ve etkilenebilir psikolojideki izleyicilerde fail ile özdeşimi güçlendirmekte; izleyicinin kendisini suç faili yerine koymasına ve şiddet eylemini zihinsel olarak prova edercesine deneyimlemesine yol açmaktadır.

Bu durum şiddetin öğrenilmesini kolaylaştıran, normalleştiren ve taklit edilme olasılığını artıran son derece ciddi riskler taşımaktadır.

Bu yayın anlayışı;

  • Şiddetin sıradanlaştırılması,
  • Suçun ve şiddet davranışlarının çözüm yolu gibi gösterilmesi,
  • Suç failleri ve katil karakterlerle özdeşleştirmenin artırılması,
  • Özellikle genç izleyiciler üzerinde taklit veya rol model etkisi oluşması,
  • Toplumsal vicdanın zedelenmesi ve duyarlılığın azalması

gibi sonuçlar doğurmaktadır.

Öte yandan, tarihi dönemleri konu alan bazı yapımlarda aşırı derecede şiddet içeren kafa kesme, infaz, işkence, ceset teşhiri ve benzeri ağır travmatik görüntüler, tarihsel anlatım gerekçe gösterilerek açık şekilde ekranlara taşınmakta; bu da toplumda şiddete karşı duyarsızlaşmaya yol açmaktadır.

Nitekim özellikle Osmanlı dönemini konu alan bazı dönem dizilerinde, kafa kesme eylemlerinin açık ve görsel biçimde sergilenmesi, kesilen başın teşhir edilmesi gibi sahneler yer almakta; izleyici, dizinin akışı içinde bu sahnelere yoğun biçimde odaklanarak, farkında olmadan senaryonun içine çekilmekte ve şiddet eylemi “heyecan unsuru” haline getirilmektedir.

Bu sahneler kamu yararı ile çocukların ve gençlerin korunması ilkeleriyle hiçbir şekilde bağdaşmayacak niteliktedir.

Tarih anlatımı elbette önemlidir; ancak gerçekliğin aktarılması gerekçesiyle ağır travmatik ve şiddet sahnelerinin görsel ve detaylı biçimde yayınlanması hukuken ve etik olarak kabul edilebilir değildir. Tarihin bu şekilde sunulması bir eğitim sağlamaktan uzak olup, tam tersine çok ciddi boyutlarda psikolojik zarar oluşturmaktadır.

Toplumun ruh sağlığını ve özellikle genç nesillerin geleceğini tehdit eden bu içeriklerin yeniden değerlendirilmesinin zorunlu olduğu aşikar bir gerçektir.

Bu çerçevede müvekkil adına;

  1. Şiddet ve cinayet odaklı dizi ve film içeriklerinin yayınlanmasının sınırlandırılması,
  2. Şiddet içeren sahnelerin yasaklanması veya ağır denetime tabi tutulması,
  3. Mafya ve organize suç konulu içeriklerin; suçun ve suçlunun özendirici şekilde sunulmasının engellenmesi,
  4. Şiddeti teşvik eden, haklı gösteren, özendirici veya meşrulaştırıcı şekilde sunularak toplumda olumsuz davranış modeline yol açan yapımlara ilişkin idari yaptırım uygulanması,
  5. Çocukların ve gençlerin bu içeriklere erişimini engelleyecek daha sıkı ve özenli sınırlamalar ve denetim mekanizmaları getirilmesi,
  6. Kamu düzeni ve toplum psikolojisi üzerinde olumsuz etkiler oluşturan bu tür yapımlara karşı yayın politikalarının gözden geçirilmesi,
  7. Türk toplumunun kültürel ve psikolojik yapısını korumaya yönelik etkili yayın politikalarının geliştirilmesi

konusunda gereğinin yapılmasını arz ederim. 17.12.2025

Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir