Sayın Nagehan Alçı, Delilsiz Etkin Pişman İfadesiyle Mağdur Edilmemeli

By gundem
9 Min Read

MÜVEKKİL ADNAN OKTAR’DAN BASIN DUYURUSU

İBB davası kapsamında ETKİN PİŞMANLIKTAN FAYDALANAN BİR SANIĞIN İFADELERİNE DAYANILARAK,Sayın Nagehan Alçı’nın Beşiktaş’ta bulunan Zorlu Raffles Otel’de aynı davanın tutuklu sanıklarından Sayın Murat Ongun ile bir otel odasında her bir 5-6 saat olmak üzere 3 kez buluşup görüştüğü” iddiası kamuoyunun malumudur. Bu iddianın Sayın Nagehan Alçı’yı karalama amacına matuf olduğu ve kamuoyu nezdinde güya Nagehan Hanım ile Murat Ongun arasında sanki ahlak dışı bir ilişki varmış gibi göstermek amacıyla gündeme getirildiği imajı oluşmaktadır.

“Otel odası değil, görüşmelerde ofis olarak kullandıkları bir yerdi”

Normalde Nagehan Hanım’ın kendisinden başka hiç kimseyi ilgilendirmeyecek bir konu olmasına rağmen, iddiaların magazin basını başta olmak üzere pek çok gazete ve televizyonda gündeme gelmesi üzerine Nagehan Hanım da ister istemez kendisini savunmak mecburiyetinde kalmıştır. Nagehan Hanım: “Bahsedilen yerin ofis olarak kullanılan bir alan olduğunu, aynı anda kendisinden başka çok sayıda insanın da girip çıktığı ve 5-6 saat de değil en fazla 1-2 saat görüştüğünü belirtmiş; Sayın İmamoğlu ve ekibiyle gazetecilik dışında başka amaçla hiçbir görüşmesinin olmadığını ve kendisine iftira atıldığı”nı ifade etmiştir.

Nagehan Hanım’ın, ETKİN PİŞMANLIK UYGULAMASI SAYESİNDE SIRF KENDİNİ TUTUKLANMAKTAN KURTARABİLMEK İÇİN BAŞKALARINA İFTİRA ATMAKTAN ÇEKİNMEYEN BİRİLERİNİN İFTİRALARINA MARUZ KALDIĞI ANLAŞILMAKTADIR. Çünkü her şeyden önce NAGEHAN HANIM GİBİ TANINMIŞ BİR İNSANIN GAYRİAHLAKİ BİR İLİŞKİ YAŞAMAK AMACI OLSA, bunun için Zorlu Raffles gibi İstanbul’un en gözde otellerinden birisini ve oraya gelip giden her on kişiden dokuzunun kendisini hemen tanıyabileceği bir ortamı TERCİH ETMEYECEĞİ, BÖYLE BİR RİSK ALMAYACAĞI son derece açıktır.

Kaldı ki eski eşi Rasim Ozan Kütahyalı’nın da Nagehan Alçı’ya husumet beslediği bilindiğinden, böylesi bir itham ve iddiayı dillendirmesinin samimiyetten ve dürüstlükten uzak olduğu ihtimalini güçlüdür.

SON DÖNEMLERDE ETKİN PİŞMANLIK İFADELERİ TEK DELİL KABUL EDİLEREK İNSANLARIN SUÇLANMASI, HATTA TUTUKLANMASI ADETA OLAĞANLAŞMIŞTIR. ETKİN PİŞMAN OLAN KİŞİLERİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU KENDİLERİNİ KURTARABİLMEK İÇİN GERÇEK DIŞI KURGULARLA BİR BAŞKASINA SUÇ İSNADINDA BULUNMAKTADIR. KİMİ ZAMAN DA HEDEF BELİRLENMİŞ KİŞİLERİN İTİBARLARINI ZEDELEMEK İÇİN ETKİN PİŞMANLARA SÖYLETTİRİLEN GERÇEK DIŞI BEYANLAR KULLANILMAKTADIR. ADNAN OKTAR DAVASI DOSYASI ETKİN PİŞMANLIK SİSTEMİNİN BU AMAÇLA KULLANILMASINDA MİLAD OLMUŞTUR. SIRF ETKİN PİŞMAN VE ZORLA MÜŞTEKİ YAPILMIŞ İNSANLARIN GERÇEK DIŞI BEYANLARIYLA YÜZLERCE MASUM İNSAN MAĞDUR EDİLMİŞ VE BU DELİLSİZ BEYANLARLA BİNLERCE YILLIK CEZALARA HÜKMEDİLMİŞTİR. KUŞKUSUZ BU, HUKUKUN VE VİCDANIN KABUL EDEBİLECEĞİ BİR DURUM DEĞİLDİR.

Nagehan Alçı’nın Yaşadıkları Etkin Pişmanlık Yasasının Niçin Kaldırılması veya Yeniden Düzenlenmesi Gerektiğinin Net Bir Örneği Olmuştur

Yargıya güvenin Cumhuriyet tarihinin en düşük seviyeye indiği günümüzde, “adaletin devletin temeli” olduğu gerçeği unutulmadan, hukukun güven verecek şekilde işlediği hususunda vatandaşların kanaatinin oluşmasının hayati önem taşıdığı açıktır. Devletin bekası için birçok hassasiyet gösterilir ve gerekli önlemler alınırken adalete güvenin ortadan kalkmasının sebep olacağı tehlikeler asla göz ardı edilmemelidir.

Yargıya güvenin yeniden tesis edilmesinin en önemli adımlarından biri ise yasal düzenlemeler, yasalardaki açık ve boşlukların ortadan kaldırılması ve böylece kötüye kullanımların da engellenmesidir. Bu kapsamda, Etkin Pişmanlık düzenlemesi mevcut haliyle zarar verici bir hal kazandığından, uygulamadan kaldırılması ve yeniden düzenlenmesi gerektiği görülmektedir.

Şu an uygulamada olan etkin pişmanlık düzenlemesi suçla mücadele ve failin yeniden topluma kazandırılması gibi önemli amaçlara yönelik olarak uygulamaya konulmuşsa da, pratikte iftiracılık ve yalan üretme sistemi haline dönüşmesi sebebiyle toplum tarafından rahatsızlıkla karşılanmakta, akademisyenler ve hukuk insanları tarafından da bir çok açıdan eleştirilmektedir.

Suçtan pişman olma veya suçu engelleme amacıyla yazılmış olan Etkin Pişmanlık kanunun “iftiracılık ve suni suç oluşturma müessesi” olarak kullanılmasının en çarpıcı örnekleri müvekkil Adnan Oktar’ın dava dosyasında somut olarak görülmüştür. Bugün ise -tıpkı yukarıda Sn. Nagena Alçı’nın başına gelenleri anlattığımız şekilde- etkin pişmanlık kanunu kullanılarak bir çok vatandaşın iftira ile mağdur edildiği kamuoyu gündemindeki çeşitli dava dosyalarındaki gelişmelerle daha net bir şekilde anlaşılmıştır.

Etkin pişmanlık düzenlemesi mevcut haliyle;

  • bir nevi dayatma ve köşeye sıkıştırma unsuru olarak kullanılmakta,
  • kişileri yalan söylemeye ve iftira atmaya mecbur kılarak ahlaki yozlaşmaya zemin hazırlamakta,
  • adalet duygusunun zedelenmesine sebep olmakta,
  • kendini kurtarma güdüsünde olan insanlar kullanılarak suni suçlar oluşturulmakta, bu yolla da masumların mağdur edilmesine sebep olmaktadır.

Eğer amaç gerçekten vatandaşları suç işlemekten alıkoymak ve/veya suça karışması durumunda ise pişman olmasını sağlamak ise kanunlarda ve uygulamada önemli değişiklikler yapılması gerektiği görülmektedir.

BİR KISIM İNSANLARIN SADECE KENDİ ÇIKARINI VE RAHATINI DÜŞÜNEN BİR AHLAKA SAHİP OLMALARI VE ZAYIF KİŞİLİKLERİ ETKİN PİŞMANLIK MÜESSESİNİN TEMEL DAYANAK NOKTASI OLMAKTADIR. ETKİN PİŞMANLIK SİSTEMİNİN İŞLEMESİ İÇİN DE İNSANLARIN KORKULARI KULLANILMAKTA, BENCİLLİK TEŞVİK EDİLMEKTEDİR. ÖRNEK OLARAK KULLANILABİLECEK BİR KİŞİ BULUNDUKTAN SONRA ZİNCİRLEME OLARAK İNSANLARIN AYNI ZAYIFLIĞI GÖSTERİLMESİ ÜZERİNE FAALİYET YAPILMAKTADIR. BUNUN İÇİN DE “ZATEN ALEYHTE KONUŞAN OLDU SENİN DE YALAN BEYAN VERMEN KİMSEYE ZARAR VERMEZ, SADECE KENDİNİ KURTARMIŞ OLURSUN” YALANIYLA, SİLSİLİE ŞEKLİNDE İNSAN TOPLANMAKTADIR. BU UYGULAMANIN HUKUKLA HİÇBİR İLGİSİ OLMADIĞI AÇIKTIR. KİŞİLİK ZAAFİYETİ ÜZERİNE KURULU VE AHLAK ZAAFINI TEŞVİK EDEN BİR SİSTEMİN MİLLİ VE MANEVİ GÜCÜ DEJENERE EDECEĞİNİN GÖRÜLMESİ, TEHLİKENİN BOYUTUNUN İYİ ANLAŞILMASI ÖNEMLİDİR.

Müvekkil Adnan Oktar’ın konuya ilişkin detaylı açıklamalarını, kendisinin CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’e hitaben yayınladığı açık mektubundan okuyabilirsiniz.
https://www.gundemburada.net/2025/06/19/chp-genel-baskani-sayin-ozgur-ozel-beyefendi-dikkatine/

Ayrıca İftira Suçu Dinen de Haramdır ve Zina İthamında Bulunmak İçin En Az 4 Şahit Getirilmesi Gerekmektedir

Nagehan Alçı’ya gayri ahlaki ithamlarda bulunanların, dinimize göre ZİNA İTHAMINDA BULUNMAK İÇİN EN AZ 4 ŞAHİT GETİRİLMESİNİN ŞART OLDUĞUNU ve ŞAHİT GETİRİLEMEMESİ durumunda, BU YAPILANIN APAÇIK BİR İFTİRA OLACAĞINI, BU KİŞİLERİN ALLAH KATINDA YALANCI OLACAKLARINI VE ŞAHİTLİKLERİNİN BİR DAHA ASLA KABUL EDİLMEYECEĞİNİ unutmamaları önemlidir. Yüce Rabbimiz Kur’an’da, bir kimseye karşı zina isnadında bulunanların mutlaka “DÖRT ŞAHİTLE GELMELERİ” gerektiğini şöyle bildirmiştir:

Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırız,

“Onu işittiğiniz zaman, erkek mü’minler ile kadın mü’minlerin kendi nefisleri adına hayırlı bir zanda bulunup: BU, AÇIKÇA UYDURULMUŞ İFTİRA BİR SÖZDÜR demeleri gerekmez miydi?

Ona karşı DÖRT ŞAHİTLE gelmeleri gerekmez miydi? Şahitleri getirmediklerine göre, artık onlar Allah Katında yalancıların ta kendileridir.”

“Eğer Allah’ın dünyada ve ahirette sizin üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, içine daldığınız dedikodudan dolayı size büyük bir azap dokunurdu.”

“O durumda SİZ ONU (İFTİRAYI) DİLLERİNİZLE AKTARDINIZ VE HAKKINDA BİLGİNİZ OLMAYAN ŞEYİ AĞIZLARINIZLA SÖYLEDİNİZ VE BUNU KOLAY SANDINIZ; oysa o Allah Katında çok büyük (bir suç)tür.”

“Onu işittiğiniz zaman: “Bu konuda söz söylemek bize yakışmaz. (Allah’ım) Sen Yücesin; bu BÜYÜK BİR İFTİRADIR ” demeniz gerekmez miydi?(Nur Suresi, 12-16)

Görüldüğü gibi, Kur’an ayetleri son derece açıktır. Bir Müslümana, delilsiz yani dört adil şahit göstermeden zina isnadında bulunmak BÜYÜK BİR HARAMDIR. Ayetin bildirdiği üzere, Müslümanlara zina iftirası atıp da dört şahit getirmeyenler “Allah Katında yalancıların ta kendileri” olarak tanımlanmaktadır. Yani, bunların artık “KENDİLERİNE GÜVEN OLMAYACAK” insan oldukları, dolayısıyla herhangi bir konudaki şahitliklerinin de ömür boyu geçersiz olduğu bildirilmektedir. Çünkü, kin ve öfkelerine, kötü zanlarına uyarak iftiraya ortak olmaları bu insanların nefislerine Allah’ın emirlerine itaat etmekten daha sevimli görünmüş ve bunun sonucunda harama girerek “Allah Katında çok büyük (bir suç)” işlemişlerdir.

Yüce Allah Kuran’da, hiçbir delili olmadan mü’min kadınlara fuhuş iftirasında bulunanların durumunu,

“Namus sahibi, bir şeyden habersiz, mü’min kadınlara (zina suçu) atanlar, dünyada ve ahirette LANETLENMİŞLERDİR. Ve onlar için büyük bir azab vardır.” (Nur Suresi, 23)

şeklinde açıklamaktadır.

Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine sunarız. 10.12.2025

Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir