Müvekkil Adnan Oktar’dan Emekli Savcı Sayın Mehmet Demir’e Tekzip ve Hatırlatma

By gundem
6 Min Read

Geçtiğimiz günlere A Haber isimli Televizyon kanalında yayınlanan Canan Barlas ile Gündem isimli programın konuşmacılarından emekli savcı Sn. Mehmet Demir, müvekkil Adnan Oktar hakkında kendisine yakıştıramadığımız anlamsız ve yersiz bir benzetmede bulunmuştur.

Müvekkil Adnan Oktar’ın konuya ilişkin görüşleri şöyledir;

Öncelikle müvekkil Adnan Oktar, emekli savcı Sayın Mehmet Demir’in mesleğine saygı duymakta ve dürüst bir insan olduğunu düşünmektedir. Ancak kullandığı sevgiden uzak dil ve üslubun Sayın Mehmet Demir’e hiç yakışmadığını da belirtmektedir. Müvekkil hakkında yapmış olduğu “hello, çello” şeklindeki ne anlama geldiği dahi belli olmayan, savcılık yapmış bir insana yakışmayan sözlerini de kendisine iade etmektedir.

Sayın Demir tanınmak ve sosyal bir çevre edinmek arzusuyla televizyon programlarına çıkıyor ve kendinden söz ettirebilmek için de konuşmalarında kendince dikkat çekici çıkışlar, garip benzetme ve ifadeler kullanıyor olabilir. Böyle bir yöntem seçmesi kendi tercihidir. Ancak sevgiden ve nezaketten uzak, tartışmacı, etrafındakilere tepeden bakan, onları küçümseyen, üstenci bir tavır ve üslup hiçbir zaman kişiye iyilik getirmez. Bir süre için bu üslup medyada haber konusu yapılabilir, dikkat çekici görülebilir, ama neticede için için insanların öfke ve rahatsızlık duymasından başka bir işe yaramaz.

Sayın Mehmet Demir’in sevgisiz ve üstenci üslubu ile “bırak şimdi onu da beni dinle” veya “afferim anlamışsın” şeklindeki saygın, seviyeli ve medeni bir sohbette asla rastlanılmayacak sözleri, kendisinin tanınıp sevilmesini sağlamak bir yana dursun, aksine halihazırdaki çevresinin ve yakınlarının dahi kendisinden uzak durmak istemesine sebebiyet verecek niteliktedir. Böyle bir üslubun sayın emekli savcımızın en yakınındaki insanları bile rahatsız edeceği ve sosyal çevresine zarar vereceği açıktır.

Kanaatimizce emekli savcımızın pek tanınmıyor, bilinmiyor ya da arzu ettiği sayıda kimse tarafından takip edilmiyor oluşunda da, kendisinin bu sevgisiz ve etrafındakileri küçümseyen üslubunun payı büyüktür. Bu tarz bir üsluplara insanlara ulaşmak, onları iyiye ve doğruya davet etmek ve güzel neticeler almak mümkün değildir. Mehmet Bey, hayatı boyunca kaç kişinin hidayetine vesile olduğunu ve çevresinde kaç kişinin kendisinden olumlu etkilenerek iyi yönde değiştiğini samimi bir gözle değerlendirdiğinde durumu daha iyi anlayacaktır.

Buna karşın müvekkil Adnan Oktar 73 dile çevrilmiş 338 eser, 40 yıldır devam eden kesintisiz fikri mücadelesi, samimiyeti, hikmeti ve en önemlisi de sevgi dolu üslubu sayesinde pek çok insanın iman etmesine, pek çoğunun da imanının derinleşmesine vesile olmuş ve olmaktadır. Bu sebeple müvekkil dünya çapında tanınmakta ve sevilmektedir.

Sayın Mehmet Demir’in pek bir izleyeni veya takipçisi bulunmazken, müvekkil Adnan Oktar’ın dünya çapında ses getiren, Allah’ın varlığını, birliğini, Kuran mucizelerini, evrimin geçersizliğini ve yaratılış delillerini, iman hakikatlerini tüm insanların gözleri önüne serdiği, Kuran ayetleri ve Peygamberimiz (sav)’in sahih hadisleri ışığında bağnazlık ve hurafelerden arınmış İslam’ı anlatarak Allah’ı ve İslam’ı sevdirmek yönündeki etkili çalışmaları ortadadır.

Sayın emekli savcımız dilerse bu durumu daha net görebilmek adına basit bir anket de yaptırabilir; bir seçeneğe kendisini diğer seçeneğe ise müvekkil Adnan Oktar’ı koyabilir ve müvekkilin halk tarafından ne kadar çok sevildiğini ve özlendiğini bizzat kendi gözleriyle de görebilir.

Tüm Türkiye müvekkil ve arkadaşlarının asla bir suç örgütü olmadıklarını yakinen bilmekte; büyük bir kumpasın mağduru olduklarını ve masum olmalarına rağmen hukuksuz bir yargılama neticesinde haksız şekilde mahkum edildiklerini de görmektedir.

Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hiçbir Devlet büyüğümüz bugüne dek müvekkil aleyhinde tek bir cümle dahi kurmamışlardır. Ortada bir kumpas davası olduğu aşikardır ve bu durum, dava dosyasına uzman görüşlerini sunan 100’den fazla akademisyen, duayen hukukçu ve bilim insanı tarafından ispatlanmıştır. Ülkemizde halen yürürlükte bulunan Ceza Kanunu’nun yazımında görev almış hukuk profesörleri dahil olmak üzere, görüşlerine başvurulan tüm hukukçular;

  • Adnan Oktar Dosyası’nın hukuki bir temele oturmadığını,
  • İddiaların somut delillerle ispatlanmadığını,
  • Yargılama sürecinde sayısız hukuk ihlali yapıldığını,
  • Hukuki anlamda bir suç örgütünden de, cinsel suçlardan da bahsetmenin mümkün olmadığını,
  • Müvekkil ve arkadaşlarının ilk derece mahkemesinde beraat etmeleri gerekirken haksız şekilde cezalandırıldığını ve haksız, hukuksuz şekilde cezalarının onandığı, hususlarında kesin şekilde hemfikir olmuşlardır.

Müvekkil ayrıca emekli savcımız Sayın Mehmet Demir’in sevgiden uzak bu üslubunun çevresine rahatsızlık ve zarar vermesinin yanında aslen en büyük zararı sayın savcımızın kendisine vereceğinden de endişe duymaktadır. Çünkü küçümseyici ve sevgisiz bir üsluba sahip olmanın, en çok da kişinin kendi ruh ve beden sağlığı üzerinde son derece ciddi ve uzun vadeli olumsuz etkileri olduğu bugün bilimsel olarak ispatlanmış bir gerçektir.

Bu kimseler, dışa vurdukları negatif enerjinin ve kronik çatışma halinin bedelini ilk önce kendi beden sağlıklarıyla öderler. Sürekli olarak başkalarını yargılama, eleştirme ve küçümseme hali, kişiyi sürekli bir zihinsel gerilim ve çatışma durumunda tutar. Bu durum seri olarak hastalıklara sebep olur. Bu kişiler, davranışları nedeniyle çevrelerindeki insanları kendilerinden uzaklaştırırlar.

Özetle, yapılan araştırmalar dış dünyaya yansıttıkları sevgiden uzak üslubun aslında en çok bu kimselerin kendilerine zarar verdiğini ortaya koymuştur. Bu kimselerin başkalarına gösterdikleri sevgisizlik ve kendilerince küçümseme, bir ayna gibi onlara geri dönmekte ve bedensel sağlıklarını doğrudan tehdit eden kronik stres ve izolasyon döngüsünü beslemektedir. Sayın Mehmet Demir’in sevgisiz üslupta ısrar ederek kendisini böyle zor ve gereksiz bir açmaza sokmak istemeyeceğine inanıyoruz.

Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine sunarız. 10.12.2025

Yorum yapılmamış

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir