Özkan Mamati (Deniz) ve Uğur Şahin Hakkında Görmezden Gelinen Gerçekler

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ADALET BAKANLIĞI
ADALET BAKANI SAYIN YILMAZ TUNÇ BEYEFENDİ DİKKATİNE

KONU: İstanbul Anadolu 1 ACM 2025/139 E sayılı dosyada silahlı suç örgütü üyesi olmakla yargılanan sanıklar ÖZKAN MAMATİ (DENİZ) VE UĞUR ŞAHİN’İN CİNSEL SALDIRI SUÇU İŞLEDİKLERİNE DAİR İKRAR NİTELİĞİNDE İDDİALARI OLMASINA RAĞMEN BU BEYANLARI HAKKINDA HİÇBİR SORUŞTURMA YAPILMAMIŞ OLMASININ VAHAMETİ hakkında bilgilendirme; ve HALİ HAZIRDA İSTANBUL ANADOLU 1 ACM’DESİLAHLI SUÇ ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİNDEN YARGILANAN VE ÖRGÜTSEL EYLEM OLARAK CİNSEL SALDIRI FİİLLERİNDE ASLİ VE MÜŞTEREK FAİL OLDUKLARINI İDDİA EDEN SANIKLARIN BU BEYANLARI HAKKINDA GEREKLİ SORUŞTURMANIN YAPILMASI, HANGİ GENÇ KIZLARIN MAĞDUR EDİLDİKLERİNİN TESPİTİ, BU KADINLARIN İFADELERİNİN ALINMASI VE SANIKLARIN İKRARLARININ ARAŞTIRILMASI TALEBİDİR.

“CİNSEL SALDIRIDA BULUNDUM” DİYEN SANIKLARA BU KONUDA TEK BİR SORU DAHİ SORMADAN DOSYAYI KAPATMAYA ÇALIŞMAK HUKUKA AYKIRIDIR

Özkan Mamati (Deniz) ve Uğur Şahin hakkında Adnan Oktar Davası dosyası kapsamında sözde örgüt üyeliği isnadıyla İstanbul Anadolu 1 Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamada hukuka aykırı, şaşırtıcı gelişmeler olmaktadır.

Adnan Oktar sözde Silahlı Suç Örgütü üyesi olmakla yargılanan ÖZKAN MAMATİ (DENİZ) VE UĞUR ŞAHİN, gerek emniyet ifadelerinde gerekse İstanbul 30 Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki beyanlarında ONLARCA GENÇ KIZA CİNSEL SALDIRI GERÇEKLEŞTİRDİKLERİNİ İDDİA ETTİKLERİ HALDE BU KONUDA KENDİLERİNE TEK BİR SORU BİLE SORULMAMAKTADIR. DAHASI, SANIKLARDAN SADECE BİRİNİN İFADESİ ALINDIĞI, DİĞERİNİN HENÜZ NE DİYECEĞİ BİLE DİNLEMEDİĞİ HALDE DOSYA ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASINI VERMESİ İÇİN SAVCILIĞA TEVZİ EDİLMİŞTİR. DOSYAYA SUNULAN TANIK BEYANLARI DA DEĞERLENDİRMEYE ALINMAMAKTADIR. TÜM BUNLAR HAKKANİYETLİ VE ADİL BİR YARGILAMA YAPILMADAN DOSYANIN ALELACELE KAPATILMAYA ÇALIŞILDIĞI İZLENİMİNİ OLUŞTURMAKTADIR.

Sanıklar Özkan Mamati (Deniz) ve Uğur Şahin’in, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 2029/313 E sayılı dosyada kendilerinin sözde cinsel saldırı eylemlerine hem asli fail hem de müşterek fail olarak katıldıklarına dair ikrar niteliğinde iddiaları mevcuttur. Bu ikrarları Emniyet ifadelerinden sonra Mahkeme ifadelerinde de kabul etmişlerdir. Dosyanın diğer müştekileri ve etkin pişman sanıkları da bu beyanları teyit etmiştir. ÖZKAN MAMATİ (DENİZ) VE UĞUR ŞAHİN’İN 10-15 GENÇ KADINA CİNSEL SALDIRI EYLEMİNDE BULUNDUKLARINI İDDİA ETMELERİ ÜSTÜ KAPATILABİLECEK, GÖRMEZDEN GELİNECEK VEYA YOK SAYILABİLECEK BİR KONU DEĞİLDİR. BU İDDİANIN GÖRMEZDEN GELİNİP SORUŞTURULMAMASI CİDDİ BİR HUKUK İHLALİ ve AĞIR BİR VİCDAN SORUMLUĞU TEŞKİL EDECEKTİR.

ÖZKAN MAMATİ (DENİZ) MÜŞTEKİ OLMASALAR BİNLERCE YIL CEZA ALMAKTAN KORKTUKLARI İÇİN ADNAN OKTAR DAVASI DOSYASINDA MÜŞTEKİ OLMUŞLARDIR

Bilindiği üzere Özkan Mamati (Deniz) ve Uğur Şahin, müvekkil ve arkadaşlarına büyük bir kumpas kurulduğu ve operasyon yapılacağı bilgisini daha arkadaş grubunun içindeyken, operasyondan çok önceden edinmişlerdir. Kendilerini korumak ve güvenceye almak için de operasyondan kısa bir süre önce arkadaş grubundan ayrılmışlar ve müşteki olarak yalan beyanlar verip kendilerine yönelebilecek olası suçlamaları bertaraf etmeyi düşünmüşlerdir. BİR TAKIM BASIN VE KUMPASIN ORGANİZATÖRLERİ TARAFINDAN DA ÇOK SÖZDE BÜYÜK İFŞAATLARDA BULUNUP GÜYA ÖRGÜTÜ ÇÖKERTEN KAHRAMAN GİBİ LANSE EDİLMİŞLERDİR.

Eğer Özkan Mamati (Deniz) ve Uğur Şahin müşteki olmamış olsa üstlendiklerini iddia ettikleri sorumluluklar ve faaliyetler neticesinde ÖRGÜT YÖNETİCİLİĞİ İSNADIYLA YARGILANACAKLARDI. ÖZKAN DENİZ SÖZDE ÖRGÜTÜN MALİ İŞLERDEN SORUMLU YÖNETİCİSİ, UĞUR ŞAHİN DE SÖZDE ÖRGÜTÜN HAYALİ CİNSEL SÖMÜRÜ DÜZENİNDEN SORUMLU YÖNETİCİSİ OLARAK, HALİ HAZIRDA BU İFTİRALARA MARUZ KALMIŞ MÜVEKKİLİN DİĞER ARKADAŞLARININ YERİNE, 8650 YIL CEZA ALMIŞ OLARAK CEZAEVİNDE OLACAKLARDI.

Televizyon kanallarında yalan hikayeler üzerine çekilen karalama dizilerinin başrolünde ve propaganda amaçlı hazırlanan hayali belgesellerin kurgularında anlatılan Bora Yıldız veya diğer erkek sözde yöneticiler değil Uğur Şahin ve Özkan Mamati (Deniz) olacaktı.

Şunu da ifade etmek gerekir ki; Adnan Oktar davası dosyası kapsamında tek bir tane dahi suç bulunmamaktadır, ortada örgüt yoktur. Örgüt yaftası bir dizi hukuksuzluğun kolaylıkla hayata geçirilebilmesi için kumpasçılar tarafından özel olarak oluşturulmuştur. Tüm Türkiye de bu gerçeği bilmektedir. Özkan Mamati (Deniz) ve Uğur Şahin de müvekkil Adnan Oktar’ın yanında kaldıkları uzun yıllar boyunca suç işlememişler, inandıkları değerler uğruna müvekkili çok sevdikleri ona çok yakın oldukları için sayısız hayırlı faaliyet ve hizmette bulunmuşlardır.

Adnan Oktar Davası dosyasında cinsel saldırı suçu diye bir eylem de bulunmamaktadır. Müvekkil ve arkadaşları da Özkan Mamati (Deniz) ve Uğur Şahin de hiçbir zaman böyle bir suç işlememişlerdir. Dosyadaki delillerin tamamı müvekkil ve arkadaşlarının doğru söylediklerini, müşteki ve etkin pişman sanık ifadelerinin ise yalan olduğunu ispatlamıştır. Nitekim İstanbul BAM 1 Ceza Dairesi 2021/696 E, 2022/258 K. Sayılı kararıyla cinsel saldırı iddiasıyla verilen tüm ceza kararlarını bozmuş, suçun işlendiğine dair beyandan başka delil olmadığına, beyanların da somut delillerle ve hayatın doğal akışıyla uyumlu olmadığından itibar edilmesi mümkün olmadığına hüküm vermiştir.

BU SEBEPLE SANIKLAR ÖZKAN MAMATİ (DENİZ) VE UĞUR ŞAHİN’İN DE ARKADAŞ GRUBU İÇİNDE CİNSEL SALDIRI EYLEMİ GERÇEKLEŞTİRMEDİKLERİ AÇIKTIR. ANCAK CİNSEL SALDIRI GİBİ CİDDİ BİR KONUDA YAPILMIŞ İKRARLARIN VE “İTİRAFLARIN” ÜSTÜ KAPANARAK DEĞİL, YARGILAMA YAPILARAK, SÖZDE MAĞDURLARIN BEYANLARI ALINARAK VE SANIKLARIN HUKUKEN MASUMLUKLARI İSPATLANARAK AKLANMALARI HUKUK DEVLETİNİN GEREĞİDİR.

ÖZKAN MAMATİ (DENİZ) VE UĞUR ŞAHİN “CİNSEL SALDIRI YAPTIK” DEDİKLERİ İÇİN BU KONUDA MUTLAKA SORUŞTURULMALARI GEREKİR. CİNSEL SALDIRI GİBİ VAHİM BİR İDDİANIN, ÜSTELİK DE 10-15 KADINA YÖNELİK OLDUĞU SÖZ KONUSUYKEN HİÇBİR SORUŞTURMA YAPILMADAN ÜSTÜNÜN KAPATILMASI TOPLUM VİCDANINDA DERİN YARALARA SEBEP OLACAKTIR.

Özkan Mamati (Deniz) genç kadınlara cinsel saldırıda bulunduğunu emniyet ifadesinde ikrar etmektedir. Kuşkusuz bu hayali ikrarların sebebi kendini cezaevinden kurtarabilmesinin tek garantisi olmasıdır. Çünkü müşteki sıfatını alabilmenin yolu akıl almaz kurgular ve yalanlarla müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarını alabildiğine karalamaktan geçmektedir.

Aşağıdaki beyanlarda yer alan aleyhe hususların hiçbirine katılmadığımızı yeniden vurgulamak isteriz. Dosyadaki cinsel suçlar anlatımlarının tamamı kumpası bir parçası olarak kurgulanmış gerçek dışı hikayelerdir. Dosyanın bir tane dahi doğal müştekisi yoktur. Cinsel saldırı isnatlarının tamamı, cezaevine girmekten korkan, tehdit ve baskı altına alınan kadınların hiçbir somut delille desteklenmemiş olan kurgu hikayelerinden ibarettir.

Uğur Şahin ise 13.11.2017 Mali Şube ifadesinde SÖZDE ÖRGÜTÜN KIZ GETİRME SORUMLUSU OLDUĞUNU İDDİA VE İKRAR ETMEKTEDİR:

UĞUR ŞAHİN, 03.01.2018 MALİ ŞUBE İFADESİNDE İSE ONLARCA GENÇ KIZA BİZZAT CİNSEL SALDIRIDA BULUNDUĞUNU, AYRICA BİRÇOK ORTAMDA DA MÜŞTEREK FAİL OLDUĞUNU DETAYLARIYLA ANLATMAKTADIR:

Uğur Şahin ikrarına göre, ÇOK SAYIDA GENÇ KIZLA güya GRUP SEKS ORTAMINDA bulunmuştur. (ŞÜPHESİZ TÜM BU GERÇEK DIŞI BEYANLARI KENDİSİNİ CEZAEVİNDEN KURTARABİLMEK İÇİN SÖYLEMİŞTİR) YARGITAY ONAMA KARARINA GÖRE (HER NE KADAR BU KARAR HUKUKA AYKIRI VE ARKADAŞ GRUBUNDA HİÇBİR ZAMAN BÖYLE GAYRİ AHLAKİ BİR ORTAM BULUNMAMIŞ OLSA DA) BU GENÇ KIZLAR GÜYA İRADELERİ FESADA UĞRATILARAK HAYALİ GRUP SEKS ORTAMINA SOKULDUĞUNDAN HER BİR SÖZDE EYLEMİN KARŞILIĞI NİTELİKLİ CİNSEL SALDIRIDIR. Bu durumda kendi beyanlarına göre Uğur Şahin çok sayıda genç kıza yönelik nitelikli cinsel saldırıda hem asli fail hem de müşterek faildir. BU İKRARIN DOĞRU OLUP OLMADIĞI ARAŞTIRILMADAN YA DA HİÇ BÖYLE BİR İKRAR YOKMUŞ GİBİ DAVRANARAK KONUYLA İLGİLİ HUKUKİ BİR TAVIR ALINMADAN, SUÇ DUYURUSUNDA DAHİ BULUNMADAN KONUNUN ÖRTBAS EDİLMESİ CUMHURİYET TARİHİNDE GÖRÜLMEMİŞ BİR HUKUKİ VAHAMET VE VİCDAN TUTULMASI OLACAKTIR.

UĞUR ŞAHİN 07.09.2020 İSTANBUL 30 ACM İFADESİNDE İŞLEDİĞİNİ İDDİA ETTİĞİ CİNSEL SALDIRI SUÇLARIYLA İLGİLİ BAŞKA DETAYLAR DA VERMEKTEDİR:

Uğur Şahin’in bu ifadesinde verdiği;

• Lüks arabasının olması

• Lüks bir semte lüks bir evinin olması

• Marka ve gösterişli kıyafetlerinin olması

• Evlilik iddiasıyla genç kızların iradesini fesada uğratması

Gibi detayların tamamı daha sonra sözde örgütün kız getirme sorumlusu olarak ilan edilen ve yöneticilik isnadıyla 8650 yıl ceza alan Bora Yıldız’a yüklenmiştir. VE TAMAMI -HİÇBİR HUKUKİ DAYANAĞI OLMADIĞI HALDE- NİTELİKLİ CİNSEL SALDIRI SUÇUNUN SÖZDE UNSURLARI OLARAK KABUL EDİLMİŞTİR.

Uğur Şahin’in güya Türkiye’de çok tanınan kadınların da aralarında bulunduğu bazı kadınlarla “SEKS YAPTIK” diye tanımladığı olay İSTANBUL 30 AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NİN HÜKMÜ VE YARGITAY 1 CEZA DAİRESİ’NİN 2024/365 E, 2024/5217 K, 10.07.2024 TARİHLİ KARARINA GÖRE, kanaatimizce hukuen doğru olmasa da, “İRADESİ FESADA UĞRATILMIŞ KADINLARA NİTELİKLİ CİNSEL SALDIRI”DIR. UĞUR ŞAHİN’İN BU İKRARLARININ YARGITAY 1 CEZA DAİRESİ’NİN KARARI ESAS ALINARAK SORUŞTURULMASI VE GEREKLİ YARGILAMANIN YAPILMASI GEREKMEKTEDİR.

Kaldı ki ana dava dosyasında ifade veren müşteki ve etkin pişman sanıklar da, Özkan Mamati (Deniz) ve Uğur Şahin cinsel saldırı suçundan yargılanması gerektiğini ortaya koymaktadır:

Örneğin müşteki Alper Ünek’in İstanbul 30 ACM’deki beyanında “kadın getirme sorumlusu” olarak verdiği isimlerden biri Uğur Şahin’dir:

Alper Ünek’in ifadesinde verdiği isimlerden Bora Yıldız yönetici olduğu iddiasıyla 8650 yıl, Kartal Göktan ve Ender Daban ise sözde örgütün güya kız getirme grubunda yer aldıkları iddiasıyla 300-400 yıl ceza almışlardır. Uğur Şahin ise operasyon olacak bilgisine sahip olup müşteki olduğu için “yaptım” dediği halde cinsel saldırı isnadı hakkında sorgulanmamıştır dahi.

Müşteki Aykut Ayna da emniyet ifadesinde, Uğur Şahin’in iddialarını doğrular şekilde, sözde örgütü kız getirme faaliyeti yapanların EN BAŞINDA UĞUR ŞAHİN’İN İSMİNİ SAYMIŞTIR:

Müşteki Aykut Ayna İstanbul 30 ACM ifadesinde ise sanık avukatlarının “Uğur Şahin’in gruba kız getirdiğinden bahsetmişsiniz getirdiği kızların isimlerini söyler misiniz?” sorusuna, “isim olarak bilmiyorum” cevabını verdikten sonra, “(kız) getirdiğine şahit oldunuz mu?” sorusuna ise “EVET OLDUM” diye cevap vermiştir.

Etkin Pişman Sanık Bilge Atlı (Tok) sözde maruz kaldığı cinsel saldırı eylemini anlatırken Özkan Deniz ve kız arkadaşının da orada olduğunu söylemiş ve hatta ÖZKAN DENİZ’İN KIZ ARKADAŞINI TOKATLAYARAK DARP ETTİĞİNİ ifade etmiştir:

ÖZKAN DENİZ, BİLGE ATLI (TOK)’UN ANLATIMLARINA GÖRE, BİLGE ATLI (TOK)’U DOSYADA TARİF EDİLEN HAYALİ TURNİKE SİSTEMİNE ISINDIRMA EYLEMLERİNE BİZZAT DESTEK VEREN BİR KİMSEDİR. Örneğin 2011 yılının Ocak ayında gerçekleştiği iddia edilen bir olay Bilge Atlı (Tok) tarafından şöyle anlatılmıştır:

İfadeye göre anlatılan olayda, ÖZKAN DENİZ;

• BİLGE ATLI’YI RAKI İÇİREREK SARHOŞ ETMİŞ,

• ÖNCE MEHMET ENDER DABAN’LA BİRLİKTE ELLERİNDEN VE BACAKLARINDAN TUTMAK SURETİYLE HAVADA SALLAMIŞ,

• ARDINDAN ÇIPLAK ŞEKİLDE OLAN BİLGE ATLI’YI GÖRMEK İÇİN MEHMET ENDER DABAN’IN ODASINA GİRMİŞTİR. (DOSYADAKİ HAYALİ TURNİKE SİSTEMİNDE, SANIKLARDAN BİRİNİNİN SEVGİLİSİ İLE BİRLİKTE ODADA ÇIPLAK ŞEKİLDE YATARLARKEN, SANIĞIN BİR ARKADAŞININ ODAYA GİRMESİ VE MAĞDUR KADINI O HALDE GÖRMESİ ÖNEMLİ BİR AŞAMA OLARAK TARİF EDİLMEKTEDİR.)

Bunlar kuşkusuz soruşturulması gereken iddialardır.

İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan 2024/60 E. sayılı davanın sanıklarından olan Muammer Kolukısa hakkında 2012 yılında yaşandığı ileri sürülen bir olay nedeniyle sadece tek bir mağdurun ifadesine dayanarak sözlü taciz iddiasıyla dava açılmıştır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca 2023/208058 no’lu soruşturma dosyasında düzenlenen iddianamenin ilgili bölümü şöyledir:

Müvekkil ve arkadaşları hakkındaki iddialara bu kadar hassas bir yaklaşımın sergilendiği yargılamalarda, 2011 yılında yaşandığı ileri sürülen bir olaydaki Özkan Deniz’in rolünün görmezden gelinmesi hukuk adına son derece düşündürücü, tarafsızlık ilkesinin ihlal edildiği bir değerlendirme biçimi olacaktır.

UĞUR ŞAHİN YAŞI KÜÇÜK KIZA SÖZDE CİNSEL SALDIRI EYLEMİNDE DE BAŞROL ÜSTLENEN KİŞİDİR

Adnan Oktar Davası dosyasının basına da çokça yansıyan iftiralardan biri de küçük yaşta kıza sözde cinsel saldırı yalanıdır. Bu kumpasta kullanılan kişi Serra Mohamedvalipour’dur. Serra, Temmuz 2013’de annesi ile müvekkil Adnan Oktar’ı stüdyoda ziyarete gelmiş, müvekkilin kalabalık bir ortamda 5- 10 dakika annesinin yanında gördüğü bir kız çocuğudur. Annesi ile birlikte müvekkille çektirdiği sıradan bir fotoğraf, annesi görüntüden kesilerek “Adnan Oktar’a sunulan küçük yaşta kız çocuğu” diye basına servis edilmiş ve sonrasında da küçük yaşta kız çocuğuna cinsel saldırı kumpasının temel unsuru haline getirilmiştir.

Yaşı küçük Serra ile asıl bağlantıda olan kişiler ise sanıklar Özkan Deniz ve Uğur Şahin’dir. Serra aşağıda delillerde de görüldüğü üzere 18 yaşını doldurmadığı dönemde yanında annesi, babası ya da vasisi olmadan Özkan Deniz’in evinde kalmış, Uğur Şahin ile alkollü eğlencelerin düzenlendiği tekne gezilerine götürülmüştür.

Serra’yı A9 TV stüdyosunda ağırlayıp vakit geçiren, birlikte fotoğraflar çektiren, yakın ilişki ve bağlantısı olan kişi Uğur Şahin’dir.

Serra annesiyle birlikte müvekkil Adnan Oktar’ı ziyaret ettiği ve güya cinsel istismara maruz kaldığı 2013 yılından tam 4 yıl sonra kendi isteğiyle yeniden müvekkille görüşmek için mesaj göndermiştir. Serra müvekkilin bir başka arkadaşına gönderdiği bu mesajda, Uğur Şahin ile bir fotoğrafını kullanmıştır. Müvekkil Adnan Oktar’a kendisini hatırlatabilmek için sanık Uğur Şahin ile olan bu samimi fotoğrafını göndermeyi seçmiştir.

Sanıkların Serra ile yakın bağlantısı Özkan Deniz tarafından 10.04.2018 tarihinde 326730 ve 239765 sicil numaralı Mali Şube memurlarına sunulan fişleme dosyasında da görülmektedir. Bu fişleme dosyasında Serra ile ilgili bir sayfa yer almaktadır. Bu sayfada Serra hakkında “KIZI İSTEDİĞİMİZ ZAMAN TR’YE GETİREBİLİRİZ” bilgisi yer almaktadır.Bu da Uğur Şahin ve Özkan Deniz’in Serra’yı, reşit olmadığı ve yasal velisi olan annesinin muvaffakatnamesi bulunmadığı halde istedikleri zaman Türkiye’ye getirecek kadar yakın ilişki içinde olduklarını göstermektedir.

Nitekim, 11 Temmuz 2018 tarihinde gerçekleşen operasyonun hemen akabinde, 12 TEMMUZ 2018 TARİHİNDE Serra MohammadValipour REŞİT OLMAMASINA RAĞMEN annesinden ve kaldığı kurumdan HABERSİZ olarak BİR UÇAĞA BİNMİŞ VE İSVİÇRE’DEN TEK BAŞINA İSTANBUL’A GELMİŞTİR. 13 Temmuz 2018 tarihinde UĞUR ŞAHİN ve bir diğer müşteki tarafından İstanbul Emniyeti Çocuk Şube Müdürlüğü’ne götürülmüştür. İfadenin sonunda tutanağa HAZİRUN OLARAK UĞUR ŞAHİN İMZA ATMIŞTIR.

Serra’nın 18 yaşından küçük olduğu dönemde, Özkan Deniz’in evinde kaldığını gösteren fotoğraflar sosyal medyada paylaşılmıştır.

Serra’nın, ailesinden hiç kimse olmadan, müşteki Serpil Ekşioğlu’na ait olduğu iddia edilen bir yatta gece vakti yanında Uğur Şahin birlikte içkili partideki fotoğrafları da sosyal medyada paylaşılmıştır

Serra’nın Serpil Ekşioğlu’na ait olduğu iddia edilen bir yatta yanında yarı çıplak vaziyetteki Uğur Şahin ile yemek masasında da bir fotoğrafı paylaşılmıştır.

İstanbul 30 ACM 2019/313 E sayılı dosyada konuyla ilgili daha çok sayıda bilgi, belge ve dilekçe bulunmaktadır.

Burada birkaç örneğine yer verdiğimiz fotoğraflar ve bilgiler Uğur Şahin’in emniyet ve mahkeme ifadelerinde anlattığı iddialarla birlikte değerlendirildiğinde, yaşı küçük kız olan Serra ile görüşmelerinin, bağlantılarının ve birlikteliklerinin de soruşturulması gerektiğini ortaya koymaktadır.

SONUÇ OLARAK;

Gelinen noktada işlemediklerini defalarca kere beyan eden ve hiçbir somut delile dayanmayan cinsel suçlamalar sebebiyle 8 yıla yakın süredir cezaevinde bulunan sanıklar ve cinsel birliktelikler yaşadıklarını iddia eden fakat haklarında cinsel suçlamalar yönünden soruşturma dahi başlatılmayan, beyanları duymazdan gelinen 2 sanık huzurdaki dosyada sadece üyelik suçlamasıyla yargılanmaktadır.

Cinsel suçlarda etkin pişmanlık yolu kanunda açık değildir. Huzurdaki dosyada üyelikleri kapsamında ana davada yaptıkları eylemleri çok detaylı anlatan Özkan Deniz ve Uğur Şahin’in cinsel eylemlerine yönelik söylemlerinin GÖZ ARDI EDİLİP, ÜZERİNİN ÖRTÜLMESİ mümkün değildir. Ana davadaki bu beyanlarının huzurdaki davada da mutlaka sorgulanması, detaylı olarak araştırılması gerekmektedir.

Aynı suçlamaları ikrar eden iki şahsa etkin pişmanlık yolu kanunda açık olmamasına rağmen soruşturma dahi açılmaması, HUZURDA BU KONUDAKİ ESKİ BEYANLARININ SORGULANMASINA DAHİ GEREK DUYULMAMASI ve o suçlamaları inkar edenler 8 yıla yakın süredir cezaevinde olması ne vicdana, ne adalete ne de akla, mantığa sığmamaktadır.

ÖTE YANDAN, BU BEYANLAR HAKKINDA SORUŞTURMA YAPILMIYOR OLMASI BU BEYANLARA İNANILMADIĞI DA GÖSTERMEKTEDİR. BU DURUMDA EĞER SUÇ YOKSA (Kİ BU BEYANLAR SORUŞTURULMADIĞINA GÖRE DEVLETİMİZ SUÇ OLMADIĞINI DÜŞÜNMEKTEDİR), O ZAMAN BU İDDİALARI REDDETMESİNE RAĞMEN YÜZLERCE, BİNLERCE YIL CEZA ALMIŞ OLAN SANIKLARIN DA SUÇSUZLUĞUNUN AÇIKLANMASI VE TAHLİYE EDİLMELERİ GEREKİR. HUKUKUN VE ADALETİN GEREĞİ BUDUR.

2018’deki polis operasyonunda bu yana müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarını karalamak için ortaya atılan akıl almaz iftiralara, 8 yıldır devam eden aleyhte propagandaya rağmen bugüne kadar başta Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Devlet Bahçeli olmak üzere tek bir devlet adamının dahi müvekkil ve arkadaşları aleyhine beyan vermemiş olması; kadın örgütleri, STK’lar, Aile Bakanlığı ve hatta sözde mağdur kadınların ailelerinin bile konuyla hiç ilgilenmemeleri de tüm Türkiye’nin müvekkil Adnan Oktar ve arkadaşlarının masum olduğunu bilmelerinden kaynaklanmaktadır.

Saygılarımızla kamuoyunun bilgilerine arz ederiz. 08.12.2025