Dünya Hayatı: İmtihanın Sırrı, Zorlukların Hikmeti

By gundem
12 Min Read

İSTANBUL 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ’NE

DOSYA NO  : 2024/60 E.

SUNAN   : Adnan Oktar

MÜDAFİİ  : Av. Mert Zorlu

KONU   : Müvekkil Adnan Oktar, insanın manevi gelişiminin ancak zorluk ve imtihan süreçleriyle mümkün olduğuna dikkat çekmektedir. İnsanın kolaylık ve rahatlıkla değil, sabır ve dirayetle kemale erdiğini, Allah’ın insanı zorluklar aracılığıyla eğitip olgunlaştırdığını ifade etmektedir. Yaşanan her imtihanın bir manevi eğitim süreci ve güzellik vesilesi olduğu; sabırla karşılanan sıkıntıların, insanları güçlendirdiği görüşündedir.

Müvekkilin bu konudaki tespit ve değerlendirmeleri; Kuran ayetleri, Peygamber Efendimiz (sav)’in hadisleri ile Tevrat ve İncil’de yer alan benzer uyarılar ışığında Sayın Mahkemenizin takdirine sunulmaktadır.

AÇIKLAMALAR:

Müvekkil Adnan Oktar, dünya hayatındaki imtihanın sırrı ve zorlukların insana kazandırdığı manevi değerler açısından şu önemli hususlara dikkat çekmektedir:

Dünya üzerinde gerçekleşen ve insanın da şahit olduğu hiçbir olay, amaçsız ve boşuna değildir. Allah her şeyi bir hikmet üzere yaratır. Karşılaşılan her olay insanın tabi olduğu imtihanın bir parçasıdır ve insan, olaylar karşısında göstereceği tavırlardan sorumlu kılınacaktır. Her insan, imtihanı boyunca daima Allah’ın rızasını seçip seçmediği, Kuran ahlakına uygun davranıp davranmadığı konusuyla denenmektedir. Ve bu imtihan, yaşamı boyunca kesintisiz olarak devam eder.

—KOVULMUŞ ŞEYTANDAN RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH’A SIĞINIRIZ—

Allah Kuran’da, İnsanlar, (sadece) ‘İman ettik’ diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar? (Ankebut Suresi, 2) buyurarak, her insanın yaşamı içerisinde mutlaka bir sınavdan geçeceğini bildirmiştir. İşte bu sınav, kişinin imanını, güzel ahlakını, karakterini ve sabrını olgunlaştırmak içindir.

İmtihan, Allah’ın, insanın gelişimi için yarattığı asla değişmez bir İlahi kanundur. Çünkü dünya hayatının insana kazandırdığı güzellikler, kolaylıkta değil; zorluk ve sabırda saklıdır. İnsan, sıkıntı anlarında iç dünyasına yönelir, eksiklerini görür ve ruhen olgunlaşır. Eğer hayatın içerisindeki her şey hep rahatlıkla yaşansaydı; bu durumda insan şükretmeyi, sabır ve tevekkül etmeyi hakkıyla kavrayamayabilirdi.

Çünkü kolaylık dönemlerinde insan gaflete daha kolaylıkla düşebilir; fakat zorluk, insana hem dua etmeyi hem de kendini tanımayı, eksiklerini görebilmeyi ve bunları düzeltip geliştirmeyi öğretir. Bu yüzden, her güçlük, —olayları zahiri bir bakış açısıyla değerlendiren kimselere bir kayıp gibi görünse de— aslında Allah’ın kullarına sunduğu bir gelişim fırsatıdır.

Dolayısıyla imtihanlar, zorluklar, sıkıntılar insan için asla bir cezalandırma değil; aksine Allah’ın bir lütfu, bir eğitim ve bir terbiye sürecidir.

Bu imtihan, zorluklara katlanmak değil; o zorlukların içindeki hikmeti fark edebilme eğitimidir. Allah, insanı zorluklarla eğitir; sabrı öğretir, tevekkülü pekiştirir, imanını derinleştirir. Bir insan, sıkıntı anında yönünü Allah’a döndüğünde, aslında dünyadaki manevi olgunlaşma sürecinin en kemale erdiği noktaya erişmiş olur.

Allah Kuran’da, “Andolsun ki sizi biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan ederiz; SABREDENLERİ MÜJDELE. (Bakara Suresi, 155) buyurarak, zorlukların ardındaki bu hikmete işaret etmiştir. Bu ayet, imtihanın insanın gelişmesi için gerekli olduğunu açıkça gösterir. Allah, sevdiği kullarını dünya imtihanlarıyla eğitmekte, arındırmakta ve kuvvetlendirmektedir.

Peygamberlerin hayatları bunun en açık örnekleridir. Hz. Yusuf, yıllarını zindanda geçirmiş; ama o zindan, onun için çok kıymetli bir eğitim ortamı olmuştur. Hz. Eyüp, hastalıkla sınanmış; sabrıyla tüm insanlığa örnek olmuştur. Hz. Musa Firavunun zulmüyle, Hz. İbrahim ve Hz. Muhammed (sav) kavminin baskı ve eziyetleriyle imtihan edilmişlerdir. Peygamberlerin tamamı, halklarına örnek olacak sabır ve teslimiyetle bu sınavlardan geçmiştir.

HİÇBİR PEYGAMBER, ZORLUK YAŞAMADAN KEMALE ERMEMİŞTİR.

AMA TUTTUĞUM YOLU O BİLİYOR, BENİ SINADIĞINDA ALTIN GİBİ ÇIKACAĞIM (yani; Allah insanı, altın gibi saf hale gelmesi için imtihan etmektedir). (Eyüp 23:10)

İMANINIZ, ATEŞLE ARITILDIĞI HALDE YOK OLUP GİDEN ALTINDAN DAHA DEĞERLİDİR (yani; altın ateşle saflaşır, iman da denemeyle olgunlaşır ve altından daha değerli hale gelir). (1.Petrus 1:7)

Tevrat’ta ve İncil’de yer alan bu sözler de aynı gerçeği dile getirmektedir:

Zorluk, insanı değerli ve üstün hale getiren büyük bir nimettir. İnsan, rahatlıkla değil; imtihan karşısında gösterdiği sabır ve güzel ahlak ile kıymet kazanmaktadır.

Her insan yaşadığı zorluklara bu gözle bakmalıdır. Görünen sıkıntıların ardında, Allah’ın gizli bir rahmeti ve eğitimi vardır. Gerçek olgunluk, bu hikmeti fark edebilmekte gizlidir.

İnsanın imtihanla gelişmesi, Allah’ın kuluna olan sevgisinin bir tecellisidir. Çünkü Allah, imtihanları onu sıkıntıya sokmak için değil, manen daha güzel hale getirmek için yaratır.

Nitekim Kuran’da OLUR Kİ HOŞUNUZA GİTMEYEN BİR ŞEY, SİZİN İÇİN HAYIRLIDIR.(Bakara Suresi, 216) buyrularak, görünen zorlukların ardındaki hayra dikkat çekilmiştir. İnsan, sabır ve tevekkül ile hareket ettiğinde, imtihan süreci sonunda, eskisinden çok daha şuurlu, daha derin, daha kıymetli bir yapıya kavuşur. Bu sebeple, zorluk dönemlerini bir kayıp değil; Allah’ın eğitiminin bir parçası olarak görmek gerekir.

Allah, sevdiği kullarını böyle terbiye etmektedir. İnsan sabırla yaşadığı imtihana karşı kararlılık gösterdiğinde, o zorluk onun için bir yük değil, bir manevi yükseliş vesilesi olur.

Peygamberimiz (sav) de bu önemli hakikati bir hadisinde şöyle dile getirmiştir:

ALLAH BİR KULUNA İYİLİK DİLERSE, ONU MUSİBETLE İMTİHAN EDER.(Buhârî, Merdâ 1)

Hadiste verilen bu müjde, zorlukların aslında Allah’ın yarattığı bir seçilmişlik göstergesi olduğunu anlatır. Çünkü Allah, sevdiği kulunun ruhunu eğitmek; onu nefsinin eksiklerinden arındırmak, imanını sağlamlaştırmak için bir fırsat yaratmaktadır. Bu bakış açısını bilen bir insan için yaşadığı her güçlük onun için bir rahmet, her sıkıntı bir eğitim, her sabır bir kazançtır. İmtihan, insana olgunluğu, sabrı, güzel ahlakı öğretir.

İmtihan insanın gelişimi için şarttır. İmtihan olmadan insanlar gelişemez. Ama çoğu kimse hayatında hiç imtihan olmasın, hiç zorlukla karşılaşmasın ister. Hep rahat etmek, rahat yaşamak peşindedirler.

Oysa ki insanın kendisini zorlukların içinde bulduğu anlar, Allah’ın kuluna olan sevgisinin en derin tecellilerindendir. İnsanın başına gelen hiçbir olay tesadüf değildir. Her an, her nefes, Allah’ın ilmiyle belirlenmiş bir kader dahilinde yaşanır.

Örneğin cezaevine giren kimi insanlar gaflet gözüyle bakıp; önce bunu bir ceza veya bir kayıp zannedebilirler. Halbuki çoğu zaman Allah, o kulunu özel bir eğitim ortamına almıştır; onu dünyadan, meşguliyetlerden uzaklaştırır ki kendi manevi eksikliklerini görebilsin, Allah’a dönebilsin. Dışarıda yıllarca öğrenemeyeceği sabrı, tevekkülü ve teslimiyeti, Allah orada ona belki de birkaç saat veya birkaç ay içinde en mükemmel şekliyle öğretir.

Çünkü Allah’ın güzel ahlak ve imani derinlik eğitimi, rahatlıkla değil; zorlukla olur. İnsan dışarıda gezerken, kalabalıklar ve meşgaleler içinde daha kolay gaflete kapılabilir; ama zorluk zamanında, vicdanıyla çok daha derinlemesine düşünebilecek bir şuur açıklığı kazanır. Cezaevi bu yönüyle çok kıymetli bir manevi mekteptir. Allah cezaevinde insanı çok güzel eğitir. Orada insan, nefsiyle baş başa kalır, daha keskin bir netlikle düşünür, kendini geliştirecek, güçlendirecek bir imkana kavuşur. Cezaevinden dışarı çıksa, böyle bir eğitim olmaz. Çünkü dışarda gezip eğlenerek, rahat bir hayat yaşayarak insan eğitilemez.

Allah’ın, seçtiği kullarına nasip ettiği böylesine hayır ve güzelliklere vesile olan bir nimeti hakkıyla kavrayamamak önemli bir eksikliktir. Örneğin kimi insan “Hastayım ben; eğer cezaevinde kalırsam, öleceğim burada” der. Halbuki dışarı çıkınca yaşayacağı kesin midir ki? Dışarı çıkmak ne yaşamı uzatır ne de içeride kalmak onu kısaltır. Çünkü ölüm de, doğum gibi kaderle yazılmıştır; Allah dilemeden bir yaprak bile dalından yere düşmez.

İnsanın hayatındaki her şey belirlenmiş bir kader ve bir vakit üzeredir. Cezaevinin kapısı, Allah dilediği an açılır; o insan da Allah’ın takdir ettiği o gün cezaevinden çıkar. Ne bir gün önce ne bir saat sonra.

Peygamberlerin hayatlarına baktığımızda da hep bunu görürüz. Hepsi zorluk çekmiş; hapisle, hastalıklarla, kavimleriyle, zorluklarla imtihan olmuşlardır. Hiç zorluk yaşamadan, rahat bir hayat süren peygamber hiç olmamıştır.

Dolayısıyla insan zorluk içerisinde geçen günlerin kayıp değil, kazanç olduğunu asla unutmamalıdır. İmtihan, zahiren zorluk gibi görünse de, gerçekte Allah’ın insana olan rahmetinin en güzel tecellisidir.

Bunun yanı sıra Kuran’da, Biz her ümmeti bir imtihanla denedik; belki dönerler diye. (Müminun Suresi, 30) buyrularak, toplumların da aynı insan gibi Allah’ın eğitiminden geçtiği bildirilmiştir. Çünkü toplumlar da, içlerinden çıkan liderlerle, kurumlarla, fikirlerle sınanır. Bir toplumun imtihanı da, yaşadığı bu süreçleri aceleyle değil, hikmet gözüyle görebilmektir.

Bu bakış açısıyla, bugün ülkemizde yaşanan bazı siyasi ve toplumsal gelişmeler de Allah’ın bu değişmez kanunun bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Her kurum, her parti, her lider kendi imtihanını yaşamaktadır. Bu bağlamda Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) geçirdiği süreç de, manevi anlamda bir “imtihan ve eğitim dönemi” olarak değerlendirilebilir. Bu dönem, bir kayıp değil; yenilenme, arınma ve yeniden yapılanma fırsatıdır.

Her toplum, imtihan dönemlerinde kendi eksiklerini fark eder, yanlışlarını düzeltir, yeniden yapılanma imkanı bulur. Eğer zorluk anını sabır ve tevekkülle karşılamayı, yaşadıklarını yapıcı şekilde değerlendirmeyi, öfke yerine hikmetle yaklaşmayı öğrenirse; o toplum o imtihanından başarıyla geçmiş olur.

Dolayısıyla CHP’nin halihazırda karşılaştığı zorluklar da bir gün, hakkın ortaya çıkmasıyla mutlaka ortadan kalkacaktır. Ancak Allah Katında her şey bir vakitle yaratılmıştır. Bu sonuç için de Allah bir vakit takdir etmiştir. O zaman geldiğinde Allah sonsuz adaletini tecelli ettirecek, yaşanan bütün sıkıntıların ardındaki hikmet ve güzellik ortaya çıkacaktır. Önemli olan o vakit gelene kadarki imtihan sürecinde sabırla, dirayetle ve güzel ahlakla devam edebilmektir.

Allah Kuran’da ŞÜPHESİZ ZORLUKLA BERABER BİR KOLAYLIK VARDIR.” (İnşirah Suresi, 6) buyurmuş; her sıkıntının içinde bir ferahlığın, her imtihanın ardında bir güzellik bulunduğunu müjdelemiştir.

Bu sebeple önemli olan, Allah’ın yarattığı her imtihanı; sabırla karşılamak, zorluklar karşısında güzel ahlak göstermek ve yaşanan her şeyin ardında bir hikmet olduğunu görebilmektir.

Gerçek kazanç, imtihanın içindeki eğitimi fark edebilen ve ondan hakkıyla istifade edebilenlerindir.

SONUÇ VE TALEP :

Müvekkil Adnan Oktar, insanın ve toplumların gelişiminin, çoğu zaman kolaylık ve konfor ile değil; zorluklar ve imtihanlar yoluyla gerçekleştiğini ifade etmektedir. İmtihan, Allah’ın kullarını eğitmek, sabrı ve olgunluğu öğretmek için yarattığı bir kanunudur. Her insan ve her toplum, kendine özgü bir sınavdan geçmekte; bu süreçte Allah’ın rahmetiyle yarattığı manevi bir eğitime tabi tutulmaktadır. İnsanı ve toplumları olgunlaştıran, onlara adalet, merhamet gibi yüksek erdemleri kazandıran bu süreçler; aslında toplumun manevi dirilişinin habercisidir.

Bu nedenle, müvekkil; karşılaşılan zorluklara isyanla değil, sabır ve hikmetle yaklaşmanın; yaşanan süreçleri birer ders, birer eğitim basamağı olarak görmenin önemini ifade etmektedir. Her imtihanın ardında bir hikmet, her zorluğun içinde bir rahmet gizlidir. Makbul olan, bu hikmeti fark edebilmek ve zorluk anında da Allah’a tevekkül edip güzel ahlak gösterebilmektir.

Bu çerçevede, müvekkilin “imtihan bilinci”ne ve “zorlukların eğitici yönüne” dair değerlendirmelerini, saygılarımızla Sayın Mahkemenizin takdirine sunarız.

02.12.2025

Adnan Oktar

Müdafii

Av. Mert Zorlu

1 Yorum
  • Allah inancı zayıf olduğunda dünya sıkıntıları insanlar için dayanılması zor bir hal alıyor. Ama her çileyi, sıkıntıyı Allah”ın yarattığını bilirsek ve bunu sürekli telkin kendimize telkin edersek o zaman herşey büyük bir nimete dönüşür.
    Hud Suresi 113: “Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz.”
    Allah”ın bu ayette bildirdiği gibi samimi iman edenler yalnızca Allah”a güvenir ve yalnızca O”ndan yardım bekler. Dostlarını arkadaşlarını sosyal hayatını buna göre düzenlerse asla geriye yani kendisininde daha önce bulunduğu bir önceki sahaya geri dönmez. Ama sahaya geri dönerse yana yana geldiği cehennem süreçlerini tekrar tekrar başa sarar. Müminlerinde gireceği cehennemin bu dünyadaki çileli sıkıntılı süreçleri Allah”ı unutarak yönetmeye çalışırsa işte o zaman cehennemin içine düştüğü zamanlar olarak ifade edebiliriz. Birde Allah”ın vahiy kaynakları sonsuzdur. Ve her insanın özelinde Allah”ın ona vahyetme şekli ve yöntemi farklı olabilir. Kuran başucu kaynağımız. Ekmek gibi, su gibi. Vicdan da öyledir. Yalnız Kuran”a uymayan cehenneme gitmez, vicdanına uymayanda cehenneme gider. Allah bilgiyi insana bazen Kuran”dan bazen bir romandan, bazen bir filmden bazen çok farklı bir yönden ulaştırabilir. Tüm kitapları Allah yazar. Karl Marx”ın kapitalinide Allah yazar, Dawkins”in bir makalesinide Allah yazar. Allah her şeyi zıttıyla yaratır. İşte vicdan ile doğrusunu kişiye gösterir. Doğru kişinin bulunduğu duruma göre değişir. Allah herkese farklı doğrular yaratabilir. Allah”ın ilmi sonsuzdur. İşte Kuran”da o yüzden kötü zan yasaklanmış ve samimi insanlara hüsnüzanla bakmak emredilmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir