MÜVEKKİL ADNAN OKTAR HAKKINDAKİ BİR BAŞKA ŞEHİR EFSANESİ:
KİTAPLARINI BAŞKALARININ YAZDIĞI İDDİASI
Müvekkil Adnan Oktar hakkında uydurulan sayısız şehir efsanesinden bir diğeri de, eserlerini arkadaş grubundan başka kişilerin yazdıkları iddiasıdır. Müvekkilin arkadaş grubundan ayrılan bazı kişiler de zaman zaman bu iddiada bulunarak, kitapları kendilerinin yazdığını iddia etmişlerdir. Hiçbir tutarlı yönü olmayan bu iddiayı son zamanlarda bazı kişilerin tekrar gündeme getirmeleri nedeniyle açıklama gereği hasıl olmuştur.
Müvekkilin kitaplarını yazdığı iddia edilen kişiler 20-30 yıl önce müvekkilin yanından ayrılmış kişilerdir; adı geçen kişiler camiadan ayrıldıktan sonra da müvekkilin düzinelerce kitabı, yüzlerce makalesi yayınlanmıştır:
Müvekkilin kitaplarını yazdığı iddia edilen kişilerin tamamı 20-30 yıl önce arkadaş grubundan ayrılmış kişilerdir. Ancak bu süre içinde müvekkil yine kitap yazmaya devam etmiştir, kitaplarının kalitesinde ve yazılma hızında hiçbir değişiklik olmadığı gibi, hatta etkisi çok daha fazla artmıştır. Sadece bu bile, müvekkilin kitaplarını kendisinin yazdığının bir delilidir.
Bu kişiler gruptan ayrıldıktan sonra müvekkil Adnan Oktar çok sayıda kitap yazmaya devam etmiştir. Hatta Yaratılış Atlası, İngiliz Derin Devleti gibi çok kapsamlı, birkaç ciltten oluşan ve dünya çapında büyük etki meydana getiren kitapları, bu kişiler camiada yokken yayınlanmıştır.
Aşağıdaki şemada, kitapları yazdıklarını iddia eden kişilerin camiadan hangi yılda ayrıldıkları ve o yıldan sonra kaç kitabının yayınlandığı sayılarla belirtilmektedir:
Adı geçen kişiler camiadan ayrıldıktan sonra, müvekkile ait kitaplara benzer içerikte veya üslupta eserler üretmemişlerdir:
Hatta bu kişilerin büyük bir çoğunluğu fotoğrafçılık, ticaret, yöneticilik gibi ilgisiz alanlarda meslek yaşamlarını sürdürmüşlerdir, tek bir kitap dahi yazmamışlardır.
Camiadan ayrıldıktan sonra kitap yazan tek kişi Caner Taslaman’dır. Ancak Caner Taslaman’ın da müvekkile ait kitapları yazdığına dair bir iddiası bulunmamaktadır.
Bununla birlikte Caner Taslaman’ın yazdığı kitaplar evrim teorisinin doğru olduğunu savunan kitaplardır. Oysa müvekkil Adnan Oktar kitaplarının tamamında evrim teorisinin bilimsel geçersizliğini anlatmış, Kur’an’da evrim olmadığını delilleriyle göstermiştir.
Caner Taslaman’ın kitaplarındaki anlatımları, müvekkil Adnan Oktar’ın kitaplarındaki samimi, akılcı, berrak anlatımlardan çok farklıdır. Kitaplarında dinin felsefe yönüne ağırlık vermektedir, samimi bir imana çağrı üslubu yoktur.
Müvekkil Adnan Oktar’ın kitapları vesilesiyle dünya çapında milyonlarca kişi Allah’a imana yönelmiş, Allah’a inandığını söyleyenler ise gerçek, kesin imanı öğrenmişler, müvekkilin kitaplarını İslam’ı tebliğ ederken bir rehber olarak kullanmışlardır. Ancak Caner Taslaman’ın kitaplarının böyle bir etkisi yoktur.
Caner Taslaman örneğin “Hayretten Hayranlığa Aforizmalarım” isimli bir kitap yayınlamış ve bu kitabında Yaratılışla ilgili düşüncelerini yazmıştır. Ancak kitabın isminden içeriğine kadar, müvekkil üslubu ve kitaplarının içeriği ile çok farklıdır.
Kitabın içinden bazı alıntılar şöyledir:
“Doğanın, zihnimizdeki ontolojik statüsünü “yaratıcı”dan “yaratılmış”a indirmek; estetiğini, anlamını ve değerini çok yükseltmek demektir.”
“Doğduğumda baş aşağı edildi kum saatim; kavuşmaya kaç kum tanesi kaldı Rabbim?”
Müvekkil Adnan Oktar’ın Yaratılış gerçeğini bilimsel delilleriyle anlattığı Protein Mucizesi isimli kitabından bazı alıntılar ise şöyledir:
“Tesadüfler hiçbir zaman kompleks bir tasarım meydana getiremezler. Protein gibi üstün bir tasarıma sahip moleküllerin tesadüfen oluştuğunu söylemek, taş yığınlarının rüzgarlar sayesinde bir heykele veya kayalara vuran dalgalar sayesinde tesadüfen mimari bir harikaya dönüştüğünü iddia etmekten çok daha mantıksız ve akıl dışıdır.”
Müvekkilin samimi, sade, herkes tarafından anlaşılır, 7’den 70’e geniş bir okuyucu kitlesine hitap edebilen, akılca ve bilimsel ispatlar sunan, şüpheye yer bırakmayan, akılcı üslubu her eserinde dikkat çekmektedir.
Müvekkilin kitaplarını kendilerinin yazdığını iddia eden kişilere müvekkil şöyle bir teklifte bulunmaktadır:
Müvekkil bu kişilere Allah’ın varlığı, Allah’a imanla ilgili kitap yazımı, tasarımı ve basılması için her türlü maddi desteği sağlayacaktır.
Hatta kitap yazımı için harcayacakları zaman için de ayrıca bir ücret verecektir.
Ancak bu kişilerin hiçbiri, çok yüksek bir ücret verilse dahi bu teklifi kabul etmeyeceklerdir.
Bu kişiler, ücret karşılığında dahi Allah’ın varlığını, birliğini, iman hakikatlerini, Kur’an mucizelerini, evrim teorisinin geçersiz olduğunu, gördüğümüz, duyduğumuz, algıladığımız her şeyin beynimizin arkasında küçücük görme merkezinde oluşan görüntüler olduğunu, maddenin aslı varsa da duyularımızla aslına ulaşmamızın imkansız olduğunu anlatamazlar; böyle bir teklifi asla kabul etmezler.
Müvekkilin tüm kitaplarında aynı üslup, aynı stil ve anlatım olması, kitapların tek bir kişinin elinden çıktığının en açık delillerinden biridir:
Müvekkilin kitaplarının tamamında aynı üslup, aynı anlatım tarzı bulunmaktadır. Kitapların içeriğinden, cümle yapılarına, sayfa tasarımına, kitap kapak tasarımına kadar hepsinde aynı stil kullanılmıştır.
Müvekkilin eserlerinin üslubu, İslami tebliğde ve iman hakikatlerinin anlatımında kendine has, etkili ve dikkat çekici bir yapıdadır. Bu üslup, külliyatın hemen her eserinde belirgin şekilde görülür.
- Kitaplarda kullanılan dil açık, akıcı ve herkesin anlayabileceği sadeliktedir. Yediden yetmişe, her kesimden, her kültürden, her eğitim seviyesinden kişiye hitap edebilmektedir.
- Bilimsel veya felsefi konular sadeleştirilerek, okuyucunun zihninde karmaşa oluşturmadan, şüphe meydana getirmeden sunulmuştur. Teknik terimler ve karmaşık ifadeler, mümkün olduğunca açıklanmış ve herkesin istifade edebileceği bir seviyeye getirilmiştir.
- Müvekkilin üslubu son derece samimidir. Bazı yazarların gösteriş amaçlı kullandıkları özenti üslup kesinlikle yoktur. Bilakis son derece doğal, okuyanı hemen etkileyecek bir samimiyet ve dürüstlüktedir.
- Eserlerinin tamamında bilimsel ve akılcı bir yaklaşımı vardır. Özellikle yaratılış delilleri ve evrim teorisinin çürütülmesi gibi konularda bilimsel verilerden, güncel araştırmalardan sıkça yararlanmıştır. Ayetlerle ve hadislerle birlikte, biyoloji, paleontoloji, astronomi, tıp gibi bilim dallarından örnekler verilir. Bilimsel gerçekler, Allah’ın yaratışındaki mükemmelliği göstermek için kullanılmıştır.
- Kitaplarındaki konuların tamamını Kuran ayetlerine göre anlatmıştır; her konuda Kuran’a başvurarak, ayetlerle delillendirmiştir.
- Üslubu daima okuyucuları kırmayan, ümitsizliğe sevk etmeyen, bilakis ümit ve neşe veren, sevgi ve şefkat diliyle yazılmıştır. Diğer bazı dini içerikli kitaplardaki suçlayıcı, yetersiz hissettiren veya zor gösteren üslup kesinlikte yoktur. Bilakis kolaylaştıran, yol gösteren, müjdeleyen bir üslup hakimdir.
- Her iddia, ayetlerle, hadislerle, bilimsel bulgularla ve mantık yürütmelerle desteklenir. Özellikle materyalizm, ateizm ve evrim teorisi gibi konularda, karşıt görüşler detaylı şekilde ele alınır ve ilmi delillerle çürütülür. Okuyucuya, hakikatin açık ve net şekilde ortaya konduğu hissettirilir, şüpheye yer vermez.
- Müvekkilin kitaplarında görseller, fotoğraflar, çizimler ve şemalar sıkça kullanılır. Anlatılan konunun daha iyi anlaşılmasını ve akılda kalmasını sağlamak ve okurken monotonluğu kırmak için müvekkilin özellikle önem verdiği bir konudur.
- Kitapların tasarımı, estetik açıdan da özenlidir.Müvekkil kullanılan her resmi dikkatlice gözden geçirir; resimlerde okuyucu rahatsız edecek tek bir detay dahi olmamasına büyük özen gösterir.
Müvekkilin yazı tekniği ve samimi üslubu, kitaplarındaki içerik, konular ve birçoğu daha önce duyulmamış anlatımlar sebebiyle, dünya çapında büyük etki meydana getirmiş, milyonlarca gencin samimi imanına vesile olmuştur. Bilim dünyasının lider dergisi Science’ın, 18 Mayıs 2001 tarihli “Yaratılışçılık Asya ve Avrupa’nın Birleştiği Yerde Kök Salıyor” (Creationism Takes Root Where Europe, Asia Meet) başlıklı bir makalesinde, “Harun Yahya’nın kitaplarının pek çok yerde ders kitaplarından bile daha etkili olduğu” ifadesi de bu gerçeği teyit eder niteliktedir.
Kamuoyunun bilgilerine bilvekale sunarım. 21.10.2025